- Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
- Vol: 24 Issue: 2
- SADAKAT BİR ERDEM MİDİR?
SADAKAT BİR ERDEM MİDİR?
Authors : Özlem Duva
Pages : 487-499
Doi:10.16953/deusosbil.1103787
View : 7 | Download : 3
Publication Date : 2022-06-30
Article Type : Research
Abstract :Bu makalede sadakat kavramının kendi başına bir erdem olup olamayacağı sorgulanmaktadır. André Comte-Sponville’in görüşlerinden Hannah Arendt’in görüşlerine uzanan bir değerlendirme ile sadakat kavramının bir erdem olacaksa bile hangi durumlarda erdem olacağı ele alınmaktadır. Sadakat sözcüğü her ne kadar kendi başına bir erdem olarak görülse de aslında kendisine nesne olarak aldığı şey aracılığı ile bir erdem olabilir. Bunu sadakatin farkı anlamlarına bakarak kavrayabiliriz. Sadakat bazen vefa, bağlılık gibi anlamlara gelirken bazen de itaati meşrulaştırmaktadır. Özellikle totalitarizmin egemen olduğu toplumlarda mutlak bir sadakate dayalı olarak kitle toplumunun itaat etmesi sağlanmaktadır. Bu anlamıyla sadakat kendisine sadece kendisini nesne almaktadır. Yani sadakat, kendisi için söz konusu olmakta ve bu durumda itaati doğurmaktadır. Hannah Arendt’in totalitarizm eleştirisi ile birlikte, sadakatin içeriğinin etik olmaktan ziyade politik olduğu söylenebilir. Bununla birlikte sadakatin Nazi ideolojisi de dahil olmak üzere pek çok ideolojik söylemin aracı olmaktan daha fazlası olup olamayacağı da tartışmaya açıktır. Yine Hannah Arendt’in geçmişle hesaplaşma ve hakikate sadakat kavramları ele alındığında sadakate etik bir temel kazandırma imkânının onun politik içeriğini açmaktan geçtiği anlaşılacaktır. Sadakati toplumlar için bir zehir olmanın yanısıra panzehir haline getiren şey, onun geçmişi hatırlama ile olan ilişkisidir. Geçmişle yüzleşme bir hakikatin dile getirilmesiyle ve dünya hakkında yargı verebilmek ile ilgilidir. Hakikat sonrası çağ diye adlandırılan bu çağda gelecek ufkunun yeniden biçimlendirilmesi için geçmişle kurulacak sadakat bağı etkili olabilir.Keywords : Sadakat, Arendt, Eichmann, totalitarizm, hafıza.