VİCDAN ZORBALIĞA KARŞI
Authors : Vahap Coşkun
Pages : 297-312
View : 7 | Download : 3
Publication Date : 2022-06-30
Article Type : Bookreview
Abstract :Stefan Zweig’in Türkçeye "Vicdan Zorbalığa Karşı ya da Castellio Calvin’e” adıyla çevrilen "Castellio gegen Calvin oder Ein Gewissen gegen die Gewalt” kitabı, tarihin gördüğü en etkili vicdan özgürlüğü savunmalarından birini konu edinir. Savunmayı yapan Castellio’dur. Bir din adamı olan Castellio, Calvin’in dini özgürlük iddiasıyla ortaya çıkan Reform Hareketi’ni totaliter bir kimliğe sokmasına isyan eder. O, büyük bir cesaretle, Calvin’in insanları en temel özgürlüklerinden mahrum eden dini tiranlığına meydan okur. Castellio, doğası gereği çeşitlilik içeren inançları zorla teke indirmeye çalışmayı bayağı bir çaba olarak görür. Ona göre, insanları baskıyla bir dine bağlamak, hem o insanlara hem de o dine hakaret teşkil eder. İktidarların elindeki güce dayanarak insanlar arasında dini ayrımcılık yapması, toplumsal barışı ortadan kaldırır. Çünkü zorbalık daima bir huzursuzluğa neden olur ve kendi karşıtını doğurur. Dolayısıyla, dini bağnazlığın karşısına dini hoşgörüyü koymak gereklidir. İnsanlar ancak inançlarının çeşitliliğini ve farklılığını kabul ederlerse bir arada yaşayabilirler. Birliğin ve beraberliğin anahtarı, hoşgörüdür. Lakin özgürlüğü ve hoşgörüyü savunmak, her zaman tehlikelidir. Castellio, tehlikenin farkındadır. Buna rağmen hakikati tek bir kişinin temsil edemeyeceğini söyler. Kimseye bir dünya görüşünün dayatılmaması gerektiğini savunur. Bir insanın vicdanına baskı uygulanmasını kabul edilemez bulur. Dönemin acımasız tiranı Calvin’e karşı açtığı bu cephe, onun ağır mağduriyetler yaşamasına neden olur. Castellio’nun büyüklüğü buradadır; başının büyük bir belaya gireceğini bilerek zalimin karşısında durur ve mazlumun yanında yer alır. Düşünce dünyasında "vicdan özgürlüğü” veya "hoşgörü” denildiğinde, akla ilk olarak David Hume ve John Locke gibi isimler gelir. Ne yazık ki, Castellio’nun adı anılmaz. Oysa hoşgörü davasının ilk fikri önderi Castellio’dur. Zweig, bu kitabı, vicdan özgürlüğü ve dini hoşgörü uğruna büyük bedeller ödeyen Castellio’ya karşı minnet borcunu ödemek için kaleme alır. Dolayısıyla Zweig’in "en değerli kitabım” olarak tanımladığı bu kitabın en temel gayesi, unutulmuş bir hak savunucusunun, Castellio’nun hakkının teslim edilmesidir.Keywords : Vicdan özgürlüğü, hoşgörü, din özgürlüğü, bağnazlık, tiranlık, totalitarizm