GALLBLADDER POLYPS AND TREATMENT
Authors : Osman Nuri Dilek
Pages : 12-19
View : 25 | Download : 9
Publication Date : 2008-06-01
Article Type : Research
Abstract :Safrakesesi polipleri yapılan karın USG incelemeleri sırasında genellikle rastlantısal olarak saptanan lezyonlardır. Toplumda hayat boyu rastlanma sıklığı %1-4‘dür. Beş değişik tipte polip vardır. Kolesterol polipleri bütün vakaların %60 ’ını oluşturur. Genellikle multipl, saplı ve 2-20 mm çaptadır-lar. Genellikle fokal veya yaygın kolesterolozisin bir sonucu olarak ortaya çıkarlar ve kanserleşmezler. Adenomiyomlar ikinci en sık karşılaşılan polipler olup, vakaların %25’ini oluştururlar. Sıklıkla soliter ve 10-20 mm büyüklüğe ulaşırlar ve kanserleşmezler. Üçüncü sıklıkta görülen, inflamasyondan sorumlu hücreler, granülasyon ve fibröz doku karışımından oluşan inflamatuar polipler vakaların %10’unu oluştururlar. Genellikle soliter ve 5-10 mm çaplı lezyonlardır. Bu üç grup polip bütün poliplerin %95’ini oluşturur ve kanserleşme riski yoktur. Adenomlar ise safra kesesi poliplerinin %4’ünü oluştururlar ve premalign lezyonlardır. Adenomların yaklaşık 1/4'ü kanserleşir ve çapı 12 mm’yi geçen bütün adenomlar kanser hücresi taşırlar. Mide heterotopik dokusu, karsinoid, leiomyom, fibrom ve nörofibrom kaynaklı polipler ise çok nadir görülürler. Poliplerin tanı, tedavi ve takibinde öncelikle ultrasonografi ve karın tomografisi faydalıdır. Riskli olduğu düşünülen vakalarda 6 aylık aralarla ultrasonografi tekrarlanmalıdır. Günümüzde en çok uygulanan yaklaşım çapı 10 mm'yi geçen poliplerde laparoskopik kolesistektomi yapılmasırı. Endoskopik ult-rasonografi yakın gelecekte tanı ve tedavinin belirlenmesinde en önemli araç olacak gibi gözükmektedir.Keywords : Safrakesesi, polip, tedavi