Zâtî'nin Nasihatname Kasidesinin İncelenmesi
Authors : Ipek Güler
Pages : 95-111
View : 15 | Download : 4
Publication Date : 2022-06-27
Article Type : Research
Abstract :Nasihat, bir konuda eksikliğin giderilmesi, doğru olmayan bir durumun belirtilmesi ve doğrusunun izah edilmesi için söylenen sözlerdir. Edebiyatımızda bu sözlerin bir arada toplanılmasıyla "Nasîhatnâme” türü ortaya çıkmıştır. Ortaya çıktığı ilk zamandan itibaren yaşam koşullarının değişmesiyle birlikte nasihatlerin konusunda da değişiklik meydana gelmiştir. Devlet yönetiminden padişahın memleketi ve halkı adına olan tutumlarına, insanların sosyal hayatındaki davranışlarından ahiret hayatında arzuladığı refahlık için yapılması gerekenlere kadar birbirinden farklı konular nasihat edilmiştir. Bu çalışmada Orhan Kurtoğlu tarafından hazırlanan "Zâtî Dîvânı Gazeller Dışındaki Şiirler” adlı eserde bulunan ve kime yazıldığı kesin şekilde tespit edilemeyen "Nasihatname” başlıklı dört kasideden biri incelenmiştir. Yaradılışındaki kudret ve sözündeki hüner sayesinde yaşadığı dönemde üstat kabul edilen Zâtî, sözündeki bilgiden ve kıymetten istifade etmek isteyen genç şairler için âdeta canlı bir edebî kaynak olmuştur. Remil dükkânının edebî muhit hâline gelmesiyle eli kalem tutan genç ve hevesli şairlerin talebe gibi Zâtî’nin ağzından çıkan sözler sayesinde meziyet öğrenmeleri Zâtî’nin üstatlığının göstergesidir. Etrafındaki insanlarla konuşurken sözü doğru yerde ve üslupla ifade ederek lafını sakınmadan açıkça beyan etmesi sözlerindeki anlamların ders niteliğinde olduğunu desteklemektedir. Yazmış olduğu şiirlerinde de bu meziyetini görmek mümkündür. İncelenen kasidede Zâtî’nin öğütlerinin memduhu kasten belli olmayarak hem devrin hükümdarına hem de okuyucu/dinleyiciye hitap ettiği tespit edilmiştir. Hükümdar adına halkının ve devletinin lehine olabilecek şekilde nasihatlerde bulunurken okuyucu/dinleyici kişi için ise iki dünyada da arzuladığı huzuru ve mutluluğu görebilmek adına yapması gerekenler öğütlenmiştir.Keywords : Zâtî, 16. yüzyıl, kaside, nasihatname, öğüt, şerh