- Din ve Felsefe Araştırmaları
- Vol: 6 Issue: 1
- İbn Rüşd Öncesinde Latinlerin İslam Felsefesi ile İlk Temasları: Gundissalinus’un Prologus’unun Terc...
İbn Rüşd Öncesinde Latinlerin İslam Felsefesi ile İlk Temasları: Gundissalinus’un Prologus’unun Tercümesi ve Değerlendirmesi
Authors : Haris Macic, Tuğçe Şensöz, Alaaddin Koç
Pages : 5-50
View : 204 | Download : 103
Publication Date : 2023-06-30
Article Type : Research Article
Abstract :12. yüzyılın ikinci yarısında İspanya’nın Toledo şehrinde, araştırmacıların genelde ‘tercüme okulu’ veya ‘tercüme faaliyeti’ olarak ifade ettiği ilginç bir fenomenle karşılaşmaktayız. Dominicus Gundissalinus ve Gerardus Cremonensis gibi bilginlerin başını çektiği bu tercüme faaliyeti, Müslümanların felsefî eserlerinin Arapçadan Latinceye aktarılması gayesiyle ortaya çıkmıştır. Kuşkusuz Latinler daha önceki asırlarda da Müslümanların ortaya koyduğu bilimsel ürünlere ilgi duymuşlar ve başta tıp, astroloji, botanik, astronomi vb. alanlarda bazı tercümeler de yapmışlardır. Ancak Toledo’da ilk defa Latinlerin, teknoloji aktarımı sayılabilecek söz konusu alanların dışında Müslümanların ortaya koyduğu teorik ürünleri tercüme etmeye kalkıştıklarını görüyoruz. Müslümanların Batı felsefesine etkisi genelde İbn Rüşd’ün şerhlerinin tercümesiyle (1220’den itibaren) başlatmanın adet haline geldiğini düşünürsek, 1150’lerden itibaren başta Kindī, Fārābī, Gazzālī ve İbn Sīnā’nın bazı eserlerinin Toledo’da yoğun bir ilgiye mazhar olduğunu göstermek önemli olacaktır. Bu çalışmanın ilk kısmı, Augustinus ve Boethius etkisiyle Batı felsefe tarihinde hâkim olan Platoncu/Yeni Platoncu felsefî anlayışının yanında Aristotelesçiliğin ilk izlerini tespit etmeye çalıştık. Öyle görünüyor ki 13. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Latin dünyasını domine eden Aristotelesçiliğin ilk adımlarını Toledo’da ve özellikle de Gundissalinus’un eserlerinde bulmaktayız. Bu anlamda onun De divisione philosophiae adlı eseri ve özellikle de bu eserin mukaddimesi (Prologus) Batı’da söz konusu ‘yeni felsefe’nin ilk tezahürüdür. Bu değişimin sembolik bir ifadesi olarak, Gundissalinus’ta teoloji artık sacra pagina olarak değil, Fārābī ve İbn Sīnā’daki gibi metafizik olarak sunulmaktadır. Bunun yanında çalışmanın bu bölümünde, Toledo’daki tercüme faaliyetini, en önemli aktörlerini, yapılan en önemli tercümeleri, De divisione philosophiae’nin önemini ve Prologus’un özel bağlamını tasvir etmeye çalıştık. Çalışmanın ikinci kısmında Gundissalinus’un, Fārābī’nin İhsā’u’l-`Ulūm eserini model alarak kaleme aldığı De divisione philosophiae kitabının mukaddimesini Latinceden tercüme ettik ve söz konusu dönemde İslam felsefesinden yapılan tercümeler ışığında bu kısmı tahlil etmeye çalıştık. Tercümenin sonnotlarında da göstermeye çalıştığımız gibi, Gundissalinus’un eseri orijinal olmaktan ziyade, büyük ölçüde Fārābī, İbn Sīnā ve Gazzālī’nin eserlerinden yapılan bir derlemeyi andırmaktadır.Keywords : Gundissalinus, De divisione philosophiae, Fârâbî, İhsâ\'u\'l-Ulûm, Toledo Tercüme Faaliyeti, İbn Sînâ