"Don’t Look Up" Filminde Bir Kıyamet Senaryosu Olarak "Post-truth"
Authors : Bilal Süslü, Alper Erçetingöz
Pages : 318-341
Doi:10.37679/trta.1208282
View : 14 | Download : 4
Publication Date : 2023-01-31
Article Type : Research
Abstract :Gerçeklik, özellikle konvansiyonel medya pratikleri açısından önem atfedilen ve enformasyonun üzerine inşa edilmesinin beklendiği bir olgudur. Ne var ki dijitalleşmeyle birlikte günümüzde toplumsal yapıların uğradığı dönüşüm, gerçeklik olgusuna verilen önem konusunda kırılmalara yol açmıştır. Bu durum, her ne kadar yeni iletişim teknolojileri ile ilişkili olarak özellikle sosyal medyanın yaygın kullanımının bir sonucu şeklinde değerlendirilse de söz konusu kırılmalara hazır bir toplumun var olması da bu durumun ortaya çıkmasını hızlandıran önemli bir unsur olarak belirmektedir. Algısal düzlemde gerçekliğin giderek önemsizleştiği ve malumat elde etmede aranılan bir özellik olmaktan çıktığı bu dönem literatürde "Post-truth” olarak tanımlanmıştır. Rasyonel olanın yerini alan duyguların bireysel ve toplumsal hafızada gerçek olarak algılanması ile ortaya çıkan bu kavram, günümüz toplumlarında bilimin giderek gücünü yitirmesini, çıkar ve sonuç elde etme bağlamında yeniden düzenlenen iletişim ve ilişki süreçlerinin önemli/önemsiz fark etmeksizin herhangi bir konu üzerinde toplumsal uzlaşı sağlamayı güçleştirmesini de beraberinde getirmiştir. Yönetmenliğini Adam McKay’in yapmış olduğu 2021 yapımı Don’t Look Up filmi, dünyaya çarpmak üzere olan bir kuyruklu yıldızdan yola çıkarak bilimsel gerçekliği olan bir enformasyonun günümüz Post-truth toplumlarında nasıl önemsizleştirildiğini siyaset, medya ve birey arasındaki görünmeyen ilişkileri de açığa çıkararak betimlemekte ve toplumu savunmasız hâle getiren Post-truth dinamiklerinin görünenden çok daha tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini iddia etmektedir. Bu çalışmada, bir nitel veri analiz türü olan "betimsel analiz” yöntemiyle incelenen film, Post-truth kavramını diğer bilgi kirliliği türlerinden ayıran dokuz nitelik çerçevesinde değerlendirilmiştir. Değerlendirmeler sonucunda, politik yalanlar ve sahte haberler aracılığıyla yaratılan söylemlerin gerçekliğin yerine geçerek kişisel yargıları doğrudan etkilediği ve bu durumun bilimsel gerçekliğe zarar verdiği görülmüştür. Bilimsel gerçekliği olmasına rağmen, sosyal medyada gündem olacak kadar eğlenceli olmayan içeriklerin haber değeri taşımadığına ilişkin yaklaşımın, bu içeriklerin kamuoyuna ulaşması konusunda yayın platformları ve haber içeriği açısından ciddi engeller ortaya çıkardığı anlaşılmıştır. Film, bu durumun sadece demokrasi açısından değil dünyanın ve insanlığın geleceği açısından da bir tehdit unsuru olduğunu öne sürmektedir.Keywords : Post-truth, Gerçeklik, Medya, Sinema, Don’t Look Up