‘Nebula’ Filminde Anı-İmge ve Zaman-İmge Olarak ‘Ölü At’
Authors : Alper Erçetingöz
Pages : 142-155
Doi:10.31122/sinefilozofi.956686
View : 7 | Download : 7
Publication Date : 2022-06-28
Article Type : Research
Abstract :Zamanı ele alış şekli, insanın zamanla olan ilişkisini etkilemektedir. Geçmiş, şimdi ve gelecekten oluşan parçalı ve doğrusal zaman anlayışında insan yalnızca şimdiyi, tek bir an’ın içinde yaşamaktadır. Kesintisiz bir bütün olarak düşünüldüğünde ise zaman, bu üç olgunun iç içe geçtiği bir akış formundadır. Zamanın bu formunda insan, bazı bellek imgelerinin geçmişten şimdiki zamana ulaşarak gerçeği, yani kişinin mevcut eylemini etkileyebildiği bir oluş halinde bulunmaktadır. Zaman kavramı, mekân ve hareket ile birlikte sinemanın başlıca yapısal unsurları arasında yer almaktadır. Bu kavramlar, gerçek hayatta olduğu gibi sinemada da algı ve düşünce mekanizmalarını harekete geçirmektedir. İnsan zihninin işleyişi ile bir filmde yer alan imgelerin işleyişi arasındaki benzerliğe dikkat çeken Henri Bergson’un ileri sürdüğü ‘bellek teorisi’ ve ‘anı-imge’ kavramı, Gilles Deleuze’ün sinemayı bir ‘zaman sanatı’ olarak işaret eden imge kuramıyla birlikte sinema ve zaman arasındaki bu karmaşık ilişkiyi ele almaktadır. Tarık Aktaş'ın geleneksel anlamda bir hikâyeyi takip etmeyen filmi Nebula (2018), ana karakter Hay'ın gündelik hayatına odaklanırken, filmde gerçekleşen tüm olaylar, geçmişe ait bir bellek imgesinin etrafında kümelenmektedir. Zamanın doğrusal akışını sekteye uğratarak sahneler arasındaki neden-sonuç ilişkisinden doğan rasyonel bağı parçalayan zaman imgeleri de geçmişe dair bir anıyı içeren bu imgeyi görünür kılmaktadır. İmgelerin ‘görünür’ olduğu kadar ‘okunabilir’ olduğu yaklaşımıyla hareket edilen çalışmada, Bergson ve Deleuze’ün bellek ve zaman imgesi tanımları ekseninde, filmde yer alan zaman unsurları niteliksel içerik analizi yöntemiyle sorgulanmaktadır.Keywords : Anı-İmge, Zaman-İmge, Henri Bergson, Gilles Deleuze, Dead Horse Nebula