Yeni Türk Sineması’nın Minör Temasları: "Gözetleme Kulesi"
Authors : Ikbal Bozkurt Avcı
Pages : 7-24
View : 8 | Download : 4
Publication Date : 2017-12-27
Article Type : Research
Abstract :İnsanın kendini tanıma, tanımlama ve konumlandırma şeklinde tezahür eden ontolojik kökenli isteği ancak başka birinin varlığıyla anlam kazanmakta ve karşılığını bulmaktadır. Fakat bu varoluşsal isteğin çift yönlü olduğunu unutan insan, zamanla karşısındaki üzerinde hakimiyet kurmaya ve onu ötekileştirmeye başlamaktadır. Bu durum, hiyerarşiye dayalı bir ikiliğe neden olmaktadır. Problematik bir sınıflandırma olan bu dikotomik ayrıştırmadaki temel sorun, baskın olanın majör; sömürülenin, ise azınlık ya da minör olarak tasarımlanmasıdır. Majör olan tarafından kurgulanan bu sınıflandırmada azınlık konumunda olanın bu sömürüyü, baskıyı ve ötekileştirmeyi kendine özgü bir tarzda ifade etmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda ön plana çıkan minör ifade tarzının özellikle edebiyatta ve sinemada kendine yer bulduğu görülmektedir. Deleuze minör sinema kavramsallaştırmasını ortaya koyup temel bileşenlerini belirledikten sonra; dünya sinemasından bazı yönetmenlerin icra ettikleri film yapım şeklini minör olarak nitelendirir. Bu çalışma da Yeni Türk Sineması’nın minör olanaklarını Pelin Esmer’in Gözetleme Kulesi filminden hareketle ortaya koyma fikrinden hareket etmektedir. Çalışmada örneklem olarak belirlenen film, Deleuze’ün ‘mevcut kimliklerin yersizyurtsuzlaştırılması, özel-kamusal çizgisinin ortadan kalkması ve kimliklerin çoğaltılması’ şeklinde sıraladığı minör sinemanın üç temel unsuruna göre bir okumaya tabi tutulmuştur. Deleuze’cü minör okumadan hareketle, filmin Yeni Türk Sineması’nın minör örnekleri arasında sayılabileceği sonucuna ulaşılmıştır.Keywords : Minör Sinema, Yeni Türk Sineması, yersizyurtsuzlaşma, kaçış çizgisi, Gözetleme Kulesi