- Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar
- Vol: 1 Issue: 2
- Depresyon ve İrritabl Barsak Sendromu Birlikteliğinin Nörobiyolojisi
Depresyon ve İrritabl Barsak Sendromu Birlikteliğinin Nörobiyolojisi
Authors : M. Çağdaş Eker, Özlem Donat Eker
Pages : 120-131
View : 7 | Download : 3
Publication Date : 2009-06-01
Article Type : Other
Abstract :İrritabl barsak sendromu (İBS) yaşamı güçleştiren ve depresyonla birlikteliği çok sık karşılaşılan işlevsel bir barsak hastalığı olmasına karşın altında yatan düzenek tam olarak aydınlatılamamıştır. Tanı ölçütleri olarak değişik zamanlarda güncellenen belirti ve bulgular tanımlanmış, son olarak Roma-III olarak belirlenen ölçütlerde karar kılınmıştır. Konstipasyon-baskın, diare-baskın ya da karma irritabl barsak sendromu şeklinde görülen, irritabl barsak sendromu sürekli veya yineleyici karın ağrısı ya da karında rahatsızlık hissi ile barsak alışkanlığındaki değişkenlik, hastanın defekasyon ile rahatlaması ve yakınmaları organik yönden açıklayacak fiziksel veya laboratuar bulgularının olmayışı ile karakterizedir. İrritabl barsak sendromu olan hastalarda major depresif bozukluk sıklığı hastaların üçte ikisini kapsayacak düzeylere kadar çıkmıştır. Ayrıca, major depresif bozukluk tanısı almış olan hastalarda da irritabl barsak sendromu ek tanısının sıkça (%30) görüldüğü bilinmektedir. Uzunca bir süre bir çeşit somatizasyon bozukluğu olduğu düşünülen ve günümüzde işlevsel gastrointestinal hastalıklar içinde yer alan irritabl barsak sendromunun altında yatan düzenek beyin-barsak eksenindedir. Düşük düzeydeki mukozal yangı ile bu yangıdan kaynaklanan sitokinler irritabl barsak sendromunun patofizyolojisine ve depresyonla olan ilişkisinde önemli yer tutmaktadır. Yangısal elemanların yanısıra bireysel yatkınlıkla geliştiği düşünülen lumbosakral viseral aşırı-uyarılabilirliğin irritabl barsak sendromunun altında yatan esas patoloji olduğu öne sürülmüştür. Viseral aşırı-uyarılabilirlik gerek sitokinler, gerekse nöromediatörler aracılığı ile gelişmekte ve stres bu düzeneğin etkisini artırmaktadır. Ayrıca, bu düzenekte görevli moleküller (sitokinler, kortikotropin salgılatıcı faktör, nörokininler, monoaminler) depresyon patofizyolojisinde de rol oynamaktadır. Ağrı matriksindeki (talamus insula - prefrontal korteks) artmış etkinlik ve endojen ağrı-kesici sistemin yetersizliğinin irritabl barsak sendromu belirtilerinin abartılı hissedilmesine neden olduğu ileri sürülmüştür. Bu durum bedenin kortikal temsilinde aksamalara ve olumsuz emosyonel yaşantılara neden olmaktadır. Sitokinler, kortikotropin salgılatıcı faktör, nörokininler (substans P, nörokinin A ve nörokinin B) ile monoaminlerin (serotonin ve norepinefrin) etkileşimindeki ve nöroanatomik işlevlerdeki bireysel farklılıklar, bazı irritabl barsak sendromu hastalarında major depresyon görülürken bazılarında görülmemesini açıklayabilir. Dahası, depresyon ve anksiyete bozukluklarının eşlik ettiği irritabl barsak sendromu hastalarının belirtilerden daha çok yakındığı da bilinmektedir. Tedavi konusunda klinisyenlerin pek çok seçeneği değerlendirdiği irritabl barsak sendromuna depresyonun eşlik etmesi durumunda sağaltımda öncelikle antidepresanlara yer verilmesi önerilmektedir. Antidepresan ilaçlar arasında birinci sırada güvenlik ve yan etki profili açısından seçici serotonin geri-alım inhibitörleri yer almakKeywords : major depresif bozukluk, irritabl barsak sendromu, komorbidite, nörobiyoloji, sağaltım