İHVÂN-I SAFÂ RİSALELERİNDE TANRI’NIN BİLİNMESİ
Authors : Mehmet Karakuş
Pages : 44-55
Doi:10.31834/kilissbd.559222
View : 12 | Download : 12
Publication Date : 2019-06-28
Article Type : Research
Abstract :İhvân-ı Safâ, Orta çağ İslam düşüncesinde önemli bir yere sahip olan entellektüel bir topluluktur. Toplumun kurtuluşunun din ile felsefenin birlikteliği ile gerçekleşeceğine inanan bu topluluk, çeşitli konuları içeren "Risaleler ”i yazarak bu hedefini gerçekleştirmeye çalışmıştır. X. yüzyılın önemli bir bilgi hazinesi mahiyetinde olan İhvân-ı Safâ Risaleleri araştırdığı çeşitli konular ve incelediği ilimler arasında Zorunlu Varlık olan Tanrı’nın bilmesi ve Tanrı’nın bilinmesi gibi her dönemde insan zihnini meşgul eden konulara da yer vermiş hatta bunu felsefelerinin ana mihveri yapmışlardır. Zira İhvân-ı Safâ’ya göre aklını kullanan ve hikmet sahibi olan kişinin ulaşabileceği en son mertebe Tanrı’nın bilgisine kavuşmasıdır. Kısacası Risalelerin hedefi doğru bir Tanrı inancının nefislere yerleşmesini sağlamaya yöneliktir denilebilir. İhvân-ı Safâ, Tanrı bilgisinin kendine has, sınırsız ve kuşatılamaz olduğu ve asıl mahiyetini yine Tanrı’dan başkasının bilemeyeceğini belirler. Tanrı’nın bilinmesi ise insanın içine yerleştirilmiş doğal bir bilgi olarak değerlendirilmiştir. Ancak bu bilginin ortaya çıkması için öncelikle insanın kendisini tanıması ve nefsini arındırması gerektiği vurgulanmıştır. Bu da Tanrı’yı bilme konusunda farklı anlayışların varlığını ortaya çıkarmıştır. Zira kendini tanımak ve nefsini arındırmak hususunda insanlar eşit seviyede olmadıklarından ulaştıkları bilgi bakımından da eşit seviyede olmayacaklardır. Bilgi sahibi olabilmek için aşamalı bir eğitimin daha sağlıklı ve kalıcı olacağından hareketle ilk olarak "küçük âlem” olarak niteledikleri insanın kendisini tanımasını ısrarla vurgulayan İhvân-ı Safâ, ancak bundan sonra insanın dış dünyayı daha doğru bir şekilde tanıyabileceğini belirlemiştir.Keywords : İhvân-ı Safâ, Risaleler, Tanrı