Cüneyd-i Bağdâdîye Göre Velâyet
Authors : Ahmet T. Karamustafa
Pages : 283-290
Doi:10.30523/mutefekkir.758031
View : 8 | Download : 3
Publication Date : 2020-06-30
Article Type : Other
Abstract :Sûfiler tanrı ve insan arasındaki ilişkiye dair tüm meseleleri, "süreklilik” ve "doğrudanlık” esasından hareketle izah etmeye çalışmışlardır. Bundandır ki Sûfiler Allah’ın kullarına hitabı olan vahyin, Hz. Peygamber’in vefatıyla sona ermiş olduğu kanaatine mukabil sûfiler "velâyet” teorisini geliştirerek vahyin nübüvvetten sonraki formu saydıkları "hikmet”in kesilmezliğini ve insanların peygamberlerin tavassutu olmadan da Allah ile doğrudan ve özel bir bağ kurabileceklerini savunmuşlardır. İnsanın mahiyeti ve tekamülüne ilişkin tahlillerin merkezine yerleştirilen bu teori aracılığıyla sûfiler, ezelî hikmet olan Kur'ân-ı Kerîm’in sonsuz anlam katmanlarına veya hakikatin bilgisine her zaman için; ama yalnızca "seçilmiş olanlar” tarafından vakıf olunabileceği iddiasını gündeme getirmektedirler. Dolayısıyla Allah’ın ezelde seçtiği kişilere yani velîlerine hasrettiği makam olarak velâyet, insanın epistemik anlamda ulaşabileceği en nihai mertebenin ne olabileceği sorusuna tasavvuf kanadından gelen bir cevap olarak görülebilir. Bu makale de çoğu zaman Hakim Tirmizî’nin Hatmü’l-Evliyâ isimli eseri üzerinden yürütülen velâyet teorisine ilişkin modern araştırmaların sarf-ı nazar ettiği Tirmizî öncesi sufilerden Cüneyd-i Bağdâdî’nin görüşlerini ortaya koyarak, velayet araştırmalarındaki odak alanını genişletmeyi amaçlamaktadır.Keywords : Tasavvuf, Velâyet, Cüneyd-i Bağdâdî, Tirmizî, İlahi Seçim