- MUTALAA
- Vol: 1 Issue: 1
- Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar! Bereketzâde’nin Tenâkuz-ı Fıkhî Adlı Eseri Bağlamında Mahke...
Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar! Bereketzâde’nin Tenâkuz-ı Fıkhî Adlı Eseri Bağlamında Mahkemede Çelişkili Beyan
Authors : Mehmet Uslu, Murat Şimşek
Pages : 73-87
View : 17 | Download : 4
Publication Date : 2021-08-30
Article Type : Research
Abstract :Konu ve Amaç: Bereketzâde İsmail Hakkı (1851-1918) yaşadığı dönemin siyasi ve sosyal olaylarını edebi ve hukuki kimliğiyle yakından takip etmiş ve bunları mümkün olduğunca eserlerine yansıtmış bir Osmanlı alimi ve hukukçusudur. Bereketzâde hukukçu kimliğinin de etkisiyle o günün şartlarında bütün adliye memurları için istifade edilebilecek bir kaynak olması düşüncesiyle Tenâkuz-ı Fıkhî adıyla tercüme-telif tarzı bir eser kaleme almıştır. O, tenakuzu lugavî, usûlî, mantıkî ve fıkhî olmak üzere dört kısımda incelemiştir. Fıkhî tenakuzu ise sarih veya zımni olarak iki sözün diğer kişi aleyhine çelişmesi olarak tanımlamıştır. Çalışmanın amacı yargılama hukukunda tenakuzun yerini ve Bereketzâde’nin bu konudaki görüşlerini değerlendirmektir. Yöntem: Çalışmada tasviri yöntemle Bereketzâde’nin eseri üzerinden tenakuz konusunun analizi yapılmıştır. Tenakuzun hangi durumlarda davaya mâni olduğu bazı örneklerden hareketle araştırılmıştır. Bulgular: Bu makalede hangi durumlarda tenakuzun mahkemece geçerli sayılacağı, her meselede tenakuzun cari olup olmadığı, hangi tür tenakuzun davanın sıhhatine mâni olacağı, dava sürecinde yapılan şahitliğin davaya muvafık olup olmaması açısından tenakuz durumları, şahitler arasındaki ve şahitlikle dava arasındaki tenakuzun davanın sıhhatine etkisi gibi konularda hukuki durumlar örnekleriyle tespit edilmiştir. Sonuç: Genel bir hukuk prensibi olarak mahkemede kişinin kendi aleyhine çelişkili beyanı davanın sıhhatine mâni değilken diğer şahsın aleyhine olan tenakuzu davanın sıhhatine mâni olur. Sadece bazı tenakuz türleri davanın sıhhatine mânidir. Dava sürecinde şahitliğin davaya muvafık olmaması tenakuzdur ve hükme mânidir.Keywords : İslam Hukuku, Tenakuz, Bereketzâde, Mahmûd Hamza, Tenâkuz-ı Fıkhî, Dava