- MSGSÜ Sosyal Bilimler
- Issue: 12
- Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Türkiye’de Ulus İnşası, Nüfus Sayımları ve Etnik Coğrafya
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Türkiye’de Ulus İnşası, Nüfus Sayımları ve Etnik Coğrafya
Authors : Bahtiyar Mermertaş
Pages : 0-0
View : 11 | Download : 5
Publication Date : 2015-09-01
Article Type : Research
Abstract :Benedict Anderson, Hayali Cemaatler adlı kitabının Nüfus Sayımı, Harita ve Müze bölümün- de şu değerlendirmeyi yapar: "Hayali Cemaatler’in 1. baskısında... o zamanki dar görüşlü varsayımım, Asya ve Afrika’nın sömürgeleştirilmiş dünyalarındaki resmi milliyetçiliğin doğrudan doğruya 19. yüzyıl Avrupası’nın hanedanlık devletleri olduğuydu. Daha sonra düşündüğümde bu görüşün ace- leci ve yüzeysel olduğuna ve dolayısıyla şecerenin sömürge devletinin tahayyüllerinde aran- ması gerektiğine ikna oldum” 2 . Bu şaşırtıcı bir durumdur; zira sömürge devletleri, sömürdükleri coğrafyada kalmak için katı bir şekilde milliyetçiliğe karşı olmuştur. Anderson’a göre bunda etkili olan şecere ve bu şece- re gramerini dolaşıma sokan, üç iktidar kurumu olan, nüfus sayımı, harita ve müze olmuştur. Bunlar, sömürge devletin mülkünü, bu mülkün coğrafyasını ve yönetilen insanın doğasını ve eksikliğinin meşruluğunu nasıl hayal ettiğini derinden şekillendirmiştir 3 . Sömürgeci devlet, sömürge insanını sayarken, bölge sakinlerinin kendilerini tanımlarken yıllardır alışkın oldukları yer isimleri üzerinden değil, kendi yönetsel mantığı çerçevesinde oluş- turduğu sınıflandırmalar üzerinden ayırıyordu. Zamanla bu ayrımın kendisi, idari aygıtın daha derinlere nüfuz etmesiyle birlikte, bir kimlik kategorisi olarak işleyecekti. Toplum ve birey gibi tarihsel ve güncel olarak çoğul, siyasal bakımdan belirsiz ya da değişken; dolayısıyla her top- lumsal grubun ve bireyin altına yer alan/alması gereken "diğer” ve "diğer”lerle karıştırılmaması gereken "diğer” alt kategorisi; sayımı yapanlarca hoşgörüsüzlükle karşılanacak, onların bütün- lük, tek-anlamlılık tutkusu tek bir kimlik belirleyip bunu sabitleyecekti. Dolayısıyla sayımın ya- lanı, herkesin son derece açık bir yeri (tabii ki yalnızca bir yeri olacaktır) olduğu, kesirlere yer olmadığıdıKeywords : --