Müşkil Vakit Dilemması: Doktrinden Pratiğe Hac Örneği
Authors : Şükrü ŞİRİN
Pages : 44-66
View : 8 | Download : 2
Publication Date : 2022-09-18
Article Type : Research
Abstract :İslam hukuna göre vakit, ibadetler için belirleyici bir etkendir. Vakitle kayıtlanmış (mukayyed) yükümlülükler, ibadet için belirlenen vakitle emredilen ibadet arasındaki ilişki dikkate alınarak bir taksimata tabi tutulmuş, müvessa‘ ve mudayyak vacip olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Hanefîler bu vakitleri zarf ve mi‘yâr olarak isimlendirmişler; ama her iki vakte de görece benzerliği nedeniyle üçüncü bir vakit türü daha ekleyerek buna da müşkil vakit adını vermişlerdir. Ne var ki bunun tek örneği hac ibadetidir. Bu ibadetin vaktinin neden müşkil sayıldığına dair ise iki farklı gerekçe zikredilir. Birincisi; her yıl hac aylarının tekrarlanması ve hangi yıl hac yapılacağına dair bir delilin olmamasıdır. İkincisi ise hac ibadeti için ayrılan süre içerisinde haccın rükünlerini birden fazla yapmaya yetecek kadar zaman olsa da dinen bunun geçerli sayılmamasıdır. Bu gerekçeler hac örneği üzerinden incelendiğinde ise işkâlin sadece iki ihram konusunda olduğu görülmektedir. Hac vaktinin müşkil olarak kabul edilmesinin hükme yansıyan ve sonuca etki eden pratik bir faydası görülmemektedir. Asıl itibariyle birbirini tamamlayan farklı rükünlerden oluşan hac ibadetinin bir bütün olarak değerlendirilmesi, müşkil vakit ayırımına ihtiyaç bırakmayacak bir yaklaşım olabilir. Bir mükellefin aynı yıl içerisinde birden fazla hac yapamayacağına dair ittifak ise haccın vaktini müşkil olmaktan çıkartan bir anlayış olarak kabul edilebilir. Aynı yılda bir kişi adına birden fazla kişinin yaptığı hacların kabul edilmesi ise, hac vaktinin ibadetin doğrudan kendisiyle değil mükellefle ilgili olduğunu göstermektedir.Keywords : İslam hukuku, ibadet, vakit, müşkil vakit, hac