Heidegger'in Sorusu, Descartes'ın Suskunluğu ve Taşköprülüzâde'nin Cevabı
Authors : Fatih Ibiş
Pages : 36-58
Doi:10.18317/kaderdergi.541355
View : 8 | Download : 5
Publication Date : 2019-06-30
Article Type : Research
Abstract :XVII. yüzyıl filozoflarından Descartes, bir seferinde bilimler tasnifi bağlamında felsefeyi bir ağaca benzetir. Descartes’a göre felsefe, "kökleri metafizik, gövdesi fizik, dalları tıp, mekanik ve etikten oluşan bir ağaç”tır. Felsefe ağacı olarak da adlandırılan bu tasnif genel anlamda Kartezyen geleneğin ve dolayısıyla modern felsefenin bilim paradigmasını sembolize eder. Descartes’ın ünlü ağacı üç asır sonra gelen bir filozofun yönelttiği ağır bir soruyla köklerinden çatırdamaya başlar. Bu zat Alman filozof Heidegger’dir. Heidegger, Fransız filozofa "Felsefe ağacının kökleri hangi toprakta tutunur?” diye sorar. Heidegger’in bu sarsıcı sorusunu yanımızda mahfuz tutarak biz Descartes öncesi asra gitmek istiyoruz. Bu soruya ünlü Osmanlı âlimi Taşköprülüzâde tarafından dolaylı olarak verilmiş cevabın peşine düşüyoruz. Üç ciltlik Miftâhu’s-Saâde adlı eserinde Taşköprülüzâde, kendinden önce örneği olmayan bir tarzda oldukça farklı bir ilimler tasnifi ortaya koyar. Burada dikkatimizi çeken şey Taşköprülüzâde’nin de ilimleri Descartes gibi ağaç sembolü üzerinden temellendirerek nazarlarımıza sunmasıdır. Bu temellendirmeyi Taşköprülüzâde’nin tasnifini yaparken eserinin konu başlıkları için seçtiği bölüm başlıklarında görüyoruz. Diğer yandan bu başlıklar Osmanlı ilim geleneğinin sınırlarını ve derinlik düzeyini göstermesi bakımından ayrı bir öneme sahiptir.Keywords : Taşköprülüzâde, Heidegger, Descartes, varlık