- Türkiyat Mecmuası
- Vol-29 Issue-Special Issue
- İngiliz Yıllık Raporlarına Göre Türkiye’deki Ekonomik Gelişmeler (1970-1980)
İngiliz Yıllık Raporlarına Göre Türkiye’deki Ekonomik Gelişmeler (1970-1980)
Authors : Behçet Kemal Yeşilbursa, Miraçhan Yilmaz
Pages : 169-195
View : 10 | Download : 2
Publication Date : 2019-12-31
Article Type : Research
Abstract :Bu makale İngiliz diplomatların gözünden 1970 ile 1980 yılları arasında Türkiye’deki ekonomik gelişmeleri ele almayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda konunun uzmanı olmayanların 1970’li yıllardaki Türk ekonomisi hakkında daha fazla bilgi edinmesini hedeflemektedir. 1960 darbesinden ilk kârlı çıkan, feshedilen Demokrat Parti’nin devamı olan ve ordunun engelleme çabalarına rağmen 1961 ile 1971 arasındaki bütün genel seçimlerde rakibi Cumhuriyet Partisi’nden (CHP) daha fazla oy alan Adalet Partisi oldu. Adalet Partisi başlangıçta CHP ile kısa ömürlü koalisyonlar kurmak zorunda kaldı. Ancak 1965 seçimindeki net zaferden sonra yeni lideri Süleyman Demirel’in başkanlığında tek başına bir hükümet kurmayı başardı. Demirel oldukça siyasallaşmış bir planlı ekonomi programı üzerindeki kontrol yetkisini kullanarak partinin örgütsel gücünü pekiştirdi. Ama aynı Demirel liderliği altındaki sağ unsurların kendisinden uzaklaşarak Milliyetçi Hareket Partisi ve İslamcı Milli Nizam Partisi gibi yeni örgütlenmeler kurması suretiyle bu gücün giderek zayıflamasına da tanıklık etti. Bu durumu açıklamaya yönelik gerekçelerden biri, sık sık birbiriyle çelişen ekonomik çıkarların giderek atması nedeniyle artık tek örgüt bünyesinde barınamaz hale gelmesiydi. Diğeri de bazı işçi ve öğrenci örgütlerinin giderek militanlaşmasıydı. Birçok askerin de bu endişeyi paylaştığı ve gittikçe artan idari kargaşa ve siyasi şiddete bir son vermek üzere 1971’de ikinci kez müdahale etmeye dünden hazır olduğu açıktır. Fakat gidişatın sorumluluğunu üstlenen üst düzey generallerin mutabık kalınmış bir reform programı yoktu, dolayısıyla 1961’de tanınan bazı özgürlükleri geri almaya yönelik birkaç anayasal değişiklikle yetindiler. 1970’li yılların Türkiye’sindeki oldukça siyasallaşmış ortam ve bunun 1980’de başka bir askerî darbeyle sonuçlandığı gerçeği ışığında, analistlerin sağlam bir hükümet eksikliğine, devlet yönetiminin birçok parçasının siyasallaşmasına ve artan şiddete birbirinden çok farklı açıklamalar getirmesi muhtemelen kaçınılmazdır. Bazılarıysa daha çok, önce hızlı sosyal dönüşümün, sonra da 1973’ten beri süregelen ve Kıbrıs müdahalesinin ardından Amerikan yardımının kesilmesiyle birleşen yüksek petrol fiyatlarıyla Avrupa’daki Türk işçilerinin gönderdiği dövizlerin azalarak döviz sıkıntısına yol açtığı uzun ekonomik kriz döneminin yarattığı gerilim ve ayrışmalara odaklanmaktadır. Gelişmelerden kuşkusuz bunların hepsinin payı vardı. Ama ayrıca üçüncü askerî müdahalenin gerçekleştiği 1980’de ekonomik durumun, 1980 yılının Ocak ayında İMF ile kararlaştırılan ekonomik istikrar planla birlikte epeyce düzelme gösterdiğini de belirtmek gerekir. Ordunun 1980’deki müdahalesinin yaygın bir destek bulduğuna kuşku yoktur. Fakat bu Türk halkının çoğunluğunun uzun süreli bir askerî yönetime hazırlıklı olduğu anlamına gelmemektedir. Generaller elden geldiğince kısa sürede sivil yönetime dönmek istiyordu. 1980’lerin kalan kısmında Türk siyasetine ANAP damga vurdu. Bunun nedenlerinden biri ANAP’ın Türkiye’yi korumacı, içe dönük bir ekonomiden son derece rekabetçi dünya pazarlarına mamul mal ihracına dayanan bir ekonomiye dönüştürme politikasının sağladığı kısmi başarı idi.Keywords : Türkiye, Türk Ekonomisi, İMF, Dünya Bankası, Devlet Planlama Teşkilatı