Yalanlar, Hikayeler ve Argümanlar: Asil Yalansız Bir Kallipolis Mümkün mü?
Authors : Tonguç SEFEROĞLU
Pages : 89-110
Doi:10.26650/arcp.1233381
View : 30 | Download : 19
Publication Date : 2023-06-26
Article Type : Research Article
Abstract :20. yüzyılın ikinci yarısında Platon’un Devlet’te ortaya koyduğu vatandaşlık ve yönetim teorisi totaliter, ırkçı ve eşitlikçilik karşıtı olmakla suçlanmıştır. Özellikle ulus ve yurttaş kimliği yaratmak için yönetici elitler tarafından kurgulanması öngörülen asil yalan hikayesinin vatandaşları doğuştan gelen politik ve ekonomik bir hiyerarşiye inandırmak için bir propaganda aracı gibi kullanılması haklı olarak yoğun eleştirilere maruz kalmıştır. Platon’u yukarıdaki suçlamalar karşısında tamamen aklamayacak olsa bile, asil yalanın epistemik statüsü ve ikna etme gücü hakkında yapılacak dilsel ve mantıksal analizler bize Platon’un felsefi amacına dair kapsamlı bir resim sunabilir. Bu bağlamda, (i) asil yalanın filozof-yönetici olmak için eğitilecekleri Kallipolis’in ve vatandaşların iyiliği için çalışmaya yönlendirmek için kurgulanmış olduğu; (ii) Platon’un bu yalanla ne kendini tamamıyla gerçekleştirmiş filozof-yöneticilerin ne de halkın geri kalanının Kallipolis’in yönetim biçiminin iyiliği ve yararı konusunda ikna olmasını beklemediği iddia edilecektir. Bu hikâye hem Devlet’i okuyacak sıradan halkın Platon’un idealini anlaması için hem de eğer bir gün Kallipolis kurulacaksa rasyonel argümanları anlayamayacak vatandaşları ikna etmek için kullanılabilir. Sonuç olarak, bu makale Platon’un asil yalanın ideal devletinin ne kuruluşu ne de istikrarlı bir şekilde sürdürülmesi için güvence sağlayamayacağının farkında olduğunu, asil yalanın politik ideali için ne zorunlu ne de gerekli olduğunu göstermeyi hedeflemektedir.Keywords : Platon, Devlet, asil yalan, Kallipolis, filozof-yöneticiler