İkinci Vatikan Konsili ve Katolik Yahudi İlişkileri
Authors : Bekir Zakir ÇOBAN
Pages : 60-81
View : 6 | Download : 2
Publication Date : 9999-12-31
Article Type : Makaleler
Abstract :Hıristiyanlığın, başlangıçta Yahudilik içerisinde bir hareket iken sonradan müstakil bir din haline geldiği; tarihsel süreç içerisinde Yahudi-Hıristiyanlığından Heleno-Hıristiyanlığa doğru bir eğilim gösterip Yahudi kökeninden gittikçe uzaklaştığı söylenebilir. Geleneksel Hıristiyan anlayışı sadece Yahudiliği "eski kanun” olarak görmekle kalmamış Yahudileri de özellikle İsa’nın çarmıha gerilmesi hadisesinin suçlusu olarak itham etmiştir. Kaynağını yine İncillerin anlatımından alan geleneksel görüşe göre Yahudilerin kötü durumda olması ve yersiz yurtsuz kalmaları Tanrı’nın bir iradesidir adeta. Yani Hıristiyanlıkla Yahudilik arasındaki problem diğer dinlerin birbiriyle ilişkilerinden daha fazla olarak teolojik ve kutsal metinsel bir sorundur. Bununla birlikte Ortodoks, Katolik ve Protestan Hıristiyanlık açısından bakıldığında Yahudilerle en sorunlu görünen Katolik Kilisesidir. Bunda Hıristiyan nüfusun çoğunluğunun bağlı olduğu kurum, Ortodoks ve Protestan kiliselerinden farklı olarak her daim istikrarlı ve hiyerarşik bir kurum ile tarihten günümüze aynı zamanda bir devlet olarak var olmasının etkisi olsa gerektir. 1870’de İtalyan Cumhuriyet Ordusu tarafından ortadan kaldırılan Papalık Devletleri yerine 1929’da Lateran Anlaşmasıyla Vatikan Devletinin kurulması ve 1948’de İsrail Devleti’nin kuruluşu meseleyi sadece dini bir sorun olmaktan çıkarıp siyasi bir yön kazandırmıştır. Kilise bir taraftan modernistlerle liberaller arasındaki çekişmeye sahne olurken bir yandan da II. Dünya savaşı esnasındaki Yahudi soykırımının suçluları arasında gösterilmektedir. Yahudilerin çoğu tarafından soykırımın baş sorumlularından biri olarak görülen XII. Pius’un ardından papa seçilen ve XXIII. John adını alan Angelo G. Roncalli, Kiliseyi modern dünya ile barıştırmak amacıyla İkinci Vatikan (II. Vatikan) Konsilini düzenlemiştir. Modernleşme yolunda Kilise içerisinde bazılarının "yetersiz” bazılarının "fazla ileri gitmiş bir açılım” olarak nitelendirdiği II. Vatikan Konsili teolojiden litürjiye önemli değişiklikler gerçekleştirmiştir. Konsilin geleneğe nazaran gerçekleştirdiği önemli değişikliklerden biri de diğer dinlerle - özellikle de Yahudilerle- ilişkiler konusundadır. Papa XXIII. John’un bu konuda görev verdiği Kardinal Agustine Bea ve arkadaşlarının öncelikle sadece Yahudilere yönelik olarak tasarladıkları konsil metni önemli bir dirençle karşılaşsa da, Papa John ve sonra da halefi VI. Paul’ün destekleriyle, fakat kapsamı genişletilip diğer dinleri de içine alacak biçimde düzenlenerek II. Vatikan Konsili belgeleri arasında ilan edilmiştir. Nostra Aetate olarak bilinen bu belge resmiyette Kilisenin diğer dinlerle ilgili bildirisi ise de halen çoğu kez Yahudilerle ilgili hazırladığı bir doküman olarak tartışılmaktadır. Nostra Aetate bazı Yahudiler ve Katoliklerin işbirliği sayesinde birçok Katolik ve Yahudi’ye rağmen deklare edilmiş bir belgedir. Bununla birlikte Katolik-Yahudi ilişkilerinde bir dönüm noktası teşkil etmiş ve sonraki süreçte- aradaki sorunların önemli bir kısmı halen devam etmekte ise de- en azından Vatikan ve İsrail devletlerinin birbirlerini tanımasının yolunu açan bir başlangıç olmuştur.Keywords : Katolik-Yahudi İlişkileri, Roma Katolik Kilisesi, İkinci Vatikan Konsili, Nostra Aetate