Neue Inschriften aus Bilecik 1
Authors : Nalan Eda Akyürek Şahin, Hüseyin Uzunoğlu
Pages : 101-184
Doi:10.37095/gephyra.1085157
View : 16 | Download : 7
Publication Date : 2022-05-15
Article Type : Research
Abstract :Bu makalede ağırlıklı olarak Bilecik ilinde ele geçen yeni yazıtlar tanıtılmaktadır. Yazıtların çoğu günümüzde Bilecik Müzesi’nde korunmaktadır. Ancak bazı yazıtlar hâlâ arazidedir. Müzedeki geri kalan yazıtlar ise bu makalenin devamı niteliğinde hazırladığımız ve bu derginin bir sonraki sayısında, ikinci bir makalede yayınlanacaktır. 2005 yılında temelleri atılan ve 2010 yılında resmi olarak kurulan Bilecik Müzesi Türkiye’nin yeni müzelerinden biridir. Bölgede bulunan çok sayıda taş eser nedeniyle, bunları korumak ve sergilemek için bir müzeye ihtiyaç duyulmuştur. Bilecik Müzesi’ndeki eserlerin çoğu, Bilecik iline bağlı ilçe ve köylerden derlenmiş bir koleksiyondur. Ancak müzenin oluşturulması sırasında Kütahya veya Afyon müzesi gibi çevre müzelerden de eserler de getirilmiştir. Ancak bunlardan bazıları kültürel olarak Bilecik bölgesine ait değildir, bkz. örn. burada no. 1, 7, 23-27. Bilecik’in ilçesi Söğüt’te küçük bir müzede yöreden toplanmış olan yazıtları o dönemde Söğüt Müzesi’nde çalışmıştık ve onları şimdi burada yayınlıyoruz. Ancak bu taşlar daha sonra Söğüt’ten Bilecik Müzesi’ne getirilmiştir. Bugün Bilecik iline ait bölge Eskiçağ’da büyük ölçüde Nikaia antik kentinin egemenliği altındaydı. Nikaia kenti ve çevresinden ele geçen yazıtlar 1978-1987 yılları arasında rahmetli Prof. Dr. Sencer Şahin tarafından 5 corpus çalışmasında (I.Nikaia) ele alınmıştır. 2005 yılında Bilecik Müzesi’nin kurulması sırasında bölgeden çok sayıda yazıtın okunup Türkçe’ye çevrilmesi amacıyla o dönemki müze yönetimi bölgenin uzmanı Prof. Sencer Şahin’e başvurmuştur. Şahin beni (N. Eda Akyürek Şahin) bu yazıtları incelemek ve Türkçe’ye çevirmekle görevlendirmişti. Bu amaçla müzeye getirilen ve hâlâ arazide olup da müze yetkilileri tarafından kayıt altına alınan birçok eser tarafımdan okunup analiz edilmiş ve bunların çevirileri müzeye gönderilmiştir. Daha sonra birkaç sene (örn. 2010-2011, 2013) Kültür Bakanlığı’nın ve müzenin izniyle Bilecik Müzesi’nde çalışmalar yürütmüş ayrıca müze yetkililerinin izni ve denetiminde bölgede çalışmalar da yapmıştım. Çünkü o zaman yazıtlarını okuduğum bu taşlar da araziden müzeye taşınacaktı ama ne yazık ki çoğu arazide kaldı. Bilecik yöresi yazıtlar açısından oldukça zengindir. Nikaia ile bağlantılı bir bölge olmasına rağmen yörenin genel karakteri kırsal idi ve köy ve çiftliklerden oluşuyordu. Ancak buluntuların yoğunluğu bu bölgenin o dönemde yoğun nüfusa sahip olduğunu göstermektedir. Yazıtların başlıca adak yazıtları ve mezar yazıtları olmak üzere iki gruba ayrıldığı görülmektedir. Yazıtlarda birçok tanrının ismi geçmektedir. Mezar yazıtları da formül olarak bölgede bulunan diğer yazıtlara benzemektedir. Eserler tipolojik olarak prizma biçimli altarlar veya alınlıklı steller şeklindedir. Altarlar daha çok adak taşı olarak tercih edilirken stellerin genellikle mezar taşı olduğunu görüyoruz. Bunların dışında yazıtlı arşitrav biçimli mezar taşları da vardır (bkz. no. 41-42). O zamanlar bu arşitravlar muhtemelen büyük altarlar üzerinde duruyordu. Yazıtlarda çok sayıda şahıs ismi belgelenmektedir. Yazıtların hepsinin Roma İmparatorluk Dönemi’ne ait olduğu görülmektedir. Aurelius soyadını içeren epeyce yazıt vardır. Müzede bulunan yazıtsız veya yazıtları kaybolmuş eserler de bilim dünyasında bilinmeleri amacıyla bu makaleye dahil edilmiştir, bkz. no. 61-78. Ayrıca şu anda müzede bulunup da daha önce yayınlanmış eserlerin fotoğrafları da (Bilecik Jandarmasının bahçesinde duran 3 adak altarı dahil) makalenin sonuna eklenmiştir. Bu yazıtlar daha önce arazide idiler ve çoğu Sencer Şahin tarafından yayımlanmıştır.Keywords : Bilecik Müzesi, adak yazıtları, Nikaia teritoryumu, mezar yazıtları, Apollon, Apollon Lykios, Theos Hypsistos, Meter Theon Glaukene, Zeus Agathios, Zeus Agathios Pithios, Zeus Bronton, Zeus Eidikenes, Zeus Kronios, Zeus Olympios, Zeus Pantokrator, Zeus Pithios, Zeus Saba