- Gephyra
- Vol: 16
- Nicht hinter jeder griechischen Signatur muss ein Grieche stecken. Pseudonyme unter Bildenden Künstl...
Nicht hinter jeder griechischen Signatur muss ein Grieche stecken. Pseudonyme unter Bildenden Künstlern des antiken Italien
Authors : Michael Donderer
Pages : 205-227
Doi:10.37095/gephyra.486138
View : 3 | Download : 3
Publication Date : 2018-11-15
Article Type : Research
Abstract :Orta ve Kuzey İtalya’da özellikle Roma Cumhuriyet Dönemi’nin sonlarında ve aynı zamanda İmparatorluk Dönemi’nin başlarında ve ortalarında sanatçıların birçoğu eserlerini Yunan dilinde imzaladıkları için bu durumun sanatçının etnik kökenini gösteren bir işaret olduğu düşüncesi bilim dünyasında bugüne kadar ortak bir kanaat ( communis opinio ) olarak algılanmıştır. Fakat en azından İtalya’da kölelerin ve azatlıların Yunan isimleri ve lakaplarının ( cognomina ) onların doğum yerlerini istisnasız olarak göstermediği gerçeği dikkatli olmamızı gerektirmektedir. Ayırca çok sayıda belge bazı meslek gruplarında (örneğin atletler, gladyatörler, at arabası sürücüleri, doktorlar ve sahne sanatçıları) Latince ve Yunanca takma isim (pseudonim) kullanılmasının olağan bir durum olduğunu göstermektedir. Bunun nedeni ise uzun ve pozitif anlam taşıyan bir geleneğe dahil olma isteğidir. Aynısı sanatçılar için de geçerli olmalıdır. Bu bağlamda bilim dünyasında uzun süredir farkedilen bir gerçek vardır ki, o da, bazı kereler ünlü birisinin taşıdığı bir takma ismin sonraki taşıyıcısı tarafından açıkça üstlenilmiş olmasıdır. İsim tabi ki akraba bağlarının bir göstergesi de olabilir, fakat bu yüzyıllarca geriye giden alıntılar her örnekte ikna edici değildir. İmparatorluk Dönemi’ne ait üç örnek yazıt (iki mezar ve bir bağış yazıtı) sayesinde takma isim seçimine açıklık getirilebilir. Takma ismin alınmasının nedenleri, örnek aldıkları kişilerin temsil ettikleri (rol model oldukları) sanat türünde, sanat konusunda veya sanatsal stilde yatıyor olmalıdır. Ama sadece ünlü temsilcilerin isimleri seçilmiyordu; görünüşe göre hayali bir Yunan ismi ve/veya bu dildeki bir imza reklam karakterli pozitif bir ifade olarak yeterliydi. Bu durum sadece heykeltıraşlık sanatı için değil, özelikle metal ve taş işleme sanatları için de geçerlidir; bu sanatlar Antikçağ’ın sanatla ilgili tarihi bibliyografyası aracılığıyla günümüze birçok ünlü ismin ulaştığı sanat alanlarıdır. Bu söylenenlere uygun olarak, Orta ve Kuzey İtalya’da -iki gerekçelendirilmiş örnek haricinde- bir mozaik sanatçısına ait hiç Yunanca imza bulunmamaktadır. Çünkü antik sanat tarihinde -bir istisna hariç- bu tekniğin hiçbir temsilcisi adlandırılmamaktadır. Bu durumdan çıkan şaşırtıcı sonuç ise, her Yunanca imzanın ardında bir Yunan’ın olmasının gerekmediğidir. Sanatçı isimlerine bakarak, bir sanatçının adının ne zaman o kişinin memleketine yönelik bir gösterge olduğu veya ne zaman olmadığı maalesef kesin olarak söylenememektedir. Ayrıca Yeniçağ’ın erken dönemlerinden beri benzer bir durum İtalya’da bazı ressam imzalarında da gözlemlenmektedir. Bu da bu olguda bir süreklilik olduğuna işaret etmektedir. Tabi Yeniçağ için tarihi kaynak durumu çok daha iyi olduğundan takma isim (pseudonym) konusuyla ilgili sorunlar daha kolay çözülebilmektedir.Keywords : sanatçı imzaları, takma isimler, pseudonimler, lakaplar, cognomina, meslekler