- Felsefe Dünyası
- Vol: 2 Issue: 74
- İBN SÎNÂ’NIN ESERLERİNİN LATİNCEYE TERCÜME SÜRECİ VE LATİN İBN SÎNÂCILIĞI (AVICENNAISM)...
İBN SÎNÂ’NIN ESERLERİNİN LATİNCEYE TERCÜME SÜRECİ VE LATİN İBN SÎNÂCILIĞI (AVICENNAISM)
Authors : Mehmet Ata AZ
Pages : 27-57
View : 7 | Download : 3
Publication Date : 2021-12-15
Article Type : Research
Abstract :Müslüman düşünürlerin çalışmaları XI. yüzyıldan itibaren doğrudan ya da aracı diller aracılığıyla Latinceye tercüme edilmeye başlanmıştır. Tercüme süreci ilk aşamada bireysel bazda ve belirli alanlarda gerçekleşirken, XII. yüzyıldan itibaren papa veya X. Alfonso ve II. Frederick gibi bilge kralların desteğiyle belirli tercüme enstitüleri üzerinden sistematik ve farklı alanlardaki eserleri kapsayacak şekilde gerçekleşmiştir. Tercüme hareketiyle birlikte İslam düşüncesinden tercüme edilen felsefe, mantık, metafizik kozmoloji, fizik vb. alanlarından eserler, Latin düşünürlerini etkilemeye ve düşünce sistemlerini şekillendirmeye başlamıştır. Söz konusu bu etki, bazen Latin düşünürlerinin eserlerinde Müslüman düşünürlere yaptıkları doğrudan referansta ve yaptıkları alıntılarda görülürken; bazen de siyasi, dini vb. farklı kaygılardan dolayı şahıs ve eser ismi vermeden dolaylı şekilde yaptıkları alıntılardan ve görüşlerindeki benzerliklerden anlaşılabilmektedir. Müslüman düşünürlerin eserlerinin tercümesiyle birlikte Latin düşünürleri Aristoteles’in sosyal ve doğa bilimlere dair doktrinlerini daha iyi öğrenme imkanı bulmuşlardır. İbn Sina’nın eserlerinin Latinceye tercümesi, XII. yüzyılın ikinci çeyreğiyle birlikte Dominicus Gundissalinus öncülüğünde Abraham bin Davud gibi Yahudi mütercimlerin yardımıyla gerçekleşmiştir. İbn Sînâ’nın başta felsefe ve metafizik problemleri tutarlı, sistemli ve anlaşılır bir şekilde ele alıp tartışması, oluşum sürecinin başında bulunan Latin düşüncesinin felsefî sistemlerini oluşturmalarında ve farklı bir bakış açısı kazanmalarında belirleyici olmuştur. Aynı şekilde eserlerinde, Aristoteles felsefesinin teist teoloji ve metafiziğe uygun şekilde yeniden yorumlaması, skolastik dönemde Hristiyan teolog ve düşünürlerin inançlarını rasyonelleştirmelerinde yadsınamayacak katkıda bulunmuştur. Biz bu çalışmamızda -felsefî görüşlerini savunan muhtelif akımların (İbn Rüşdçülük) oluşmasını sağlayacak kadar derin etki bırakan- İbn Rüşd’e nazaran Latin düşüncesindeki etkisi ihmal edilen veya ikinci plana bırakılan İbn Sînâ’nın eserlerinin tercüme sürecini ve görüşlerinin etkisini ele aldık. İbn Sînâ’nın, Latinceye ve İbraniceye tercüme edilen eserlerinin Latin ve Yahudi düşünürlerini hangi meselelerde ve ne ölçüde etkilediğini belirlemeye çalıştık. Ancak İbn Sînâ’nın düşüncesinin Latin düşüncesi üzerindeki etkisinin sınırlarını ve derinliğini tam anlamıyla belirlemek, her bir Latin düşünürünün eserini incelemeyi gerektirmesi nedeniyle bu çalışmanın sınırlarını aşmaktadır. Bundan dolayı söz konusu bu etkiyi daha iyi tespit edebilmek adına İbn Sînâ’nın eş-Şifâ külliyatının dördüncü bölümü olan İlâhiyyât kitabı ile Tabîiyyât’ın altıncı bölümü olan Kitâbu’n-Nefs kitabını merkeze alarak Latin düşünürleri üzerinde nasıl bir etki bıraktığını tespit ettmeğe çalıştık. Çalışmamızın sonucunda, İbn Sînâ’nın eserlerinin Latinceye tercüme edilmesinden kısa bir süre sonra varlık-mahiyet ayırımı, zorunlu-mümkün varlık, metafiziğin tanımı, konusu ve yöntemi, nefsin mahiyeti, gerçekliği ve akıl başta olmak üzere felsefî ve teolojik meselelere dair tutarlı, sistemli, anlaşılır ve özgün görüşlerinin Latin düşüncesinin oluşum ve gelişiminde önemli bir etkide bulunduğunu tespit ettik.Keywords : İbn Sînâ, İbn Sînâcılık, İlâhiyyât, Kitâbu’n-Nefs, varlık, nefs, akıl, Latin-Yahudi düşüncesi