JEAN JACQUES ROUSSEAU’DA UYGARLIĞIN DUYGULARA NEGATİF YANSIMALARI
Authors : Mehmet EVREN
Pages : 208-226
View : 5 | Download : 2
Publication Date : 2021-07-15
Article Type : Research
Abstract :Modern felsefenin karakteristik özelliklerinin şekillendiği aydınlanma felsefesi içerisinde Jean Jacques Rousseau (1712-1778) insana ve uygarlığa dair eleştirel, özgün bir felsefi tutum geliştirmiştir. Rousseau, aydınlanma dönemi insanının asli doğasından ve değerlerinden uzaklaştırıldığını, dolayısıyla trajedi içinde yaşadığını belirtmektedir. Bu bağlamda Rousseau’nun uygarlık eleştirisi ve insan doğası üzerindeki çözümlemeleri önem arz etmektedir. İnsan doğasına dair çözümlemelerini kendine özgü kavramlarla ortaya koyan Rousseau, bu çerçevede pek çok eserinde amour de soi(özsevgi), amour propre (özsaygı), kibir, hırs, narsisizm, yabancılaşma gibi kavramlara yer vermiştir. Mevcut çalışmamızda, Rousseau’nun amour propre (özsaygı), kibir (hybris), hırs (harasa), narsisizm gibi kavramları, insan doğası bağlamında nasıl temellendirdiği ele alınmaktadır. Uygar toplumda kendisine ve doğaya yabancılaşan narsist bireylerin toplumsal ilişkilerinin nasıl geliştiğini ele alan Rousseau, insan doğasının asli yapısında olmayan söz konusu yapay duyguların ve davranışların toplumda meydana getirdiği gerilimlerden bahsetmiştir. Çalışmada Rousseau özelinde, uygar insanın yaşadığı travmanın toplumda yarattığı etkilere ve insan ilişkilerini nasıl tahrip ettiğine değinilmiştir. Çalışmamızda uygarlığın ortaya çıkardığı söz konusu duyguların, insanı temel değerlerinden nasıl uzaklaştırdığı ele alınırken, Rousseau’nun yapmacık kalıplara dökülen insan ilişkilerinin toplumda yarattığı kaygı verici duruma karşı önerdiği çözümlerden de bahsedilmiştir.Keywords : Rousseau, Duygular, Kibir, Hırs, Narsisizm, Yabancılaşma, Amour Prope (Özsaygı)