- Çalışma ve Toplum
- Vol: 4 Issue: 43
- İşçi Hareketinin Örgütsel Kapasitesi ve Ölçeksel Strateji Bağlamında İstanbul İşçi Sendikaları Birli...
İşçi Hareketinin Örgütsel Kapasitesi ve Ölçeksel Strateji Bağlamında İstanbul İşçi Sendikaları Birliği Örneği 1948-1962
Authors : Hakan Koçak
Pages : 53-102
View : 5 | Download : 1
Publication Date : 2014-01-01
Article Type : Research
Abstract :Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinden itibaren İstanbul'daki emek hareketini birleştimek ve yerel bir sendikalar birliği kurmak yönünde fikirler ve çabalar eksik olmadı. Bu türden birlikler kısa ömürlü de olsa yaşama da geçirildi. Ancak 1948 yılında, bu kez CHP'nin sendikal alandaki hegemonya mücadelesinin bir parçası olarak, yeniden kurulan İstanbul İşçi Sendikaları Birliği İİSB 1962'ye kadar süren çalışmaları ve mücadelesiyle Türkiye işçi hareketinde özgün bir yer edindi. Bu tarihte, yerel birliklerin kapatılması ve yerlerine Türk-İş bölge temsilciliklerinin açılması kararı bugün bile tartışılan ve yerel emek hareketi dinamizmi açısından ciddi sonuçları olan bir karardır. Günümüzde aşırı merkezileşmiş ve büyük ölçüde içine kapalı yaşam sürdüren, ulusal düzeyde örgütlü işkolu sendikalarının egemen olduğu yapıda, yerel dinamikleri harekete geçiren, dayanışmayı işkolu/işyeri ayrımını aşan derinlikte, somut biçimlerle ortaya koyan yerel birliklerin önemi ve gerekliliği güncel arayışların konusunu oluşturmaktadır. İİSB varlık gösterdiği yıllarda işçi hareketinin kapasitesinin gelişmesinde hatırı sayılır katkı sunmuştur. Kısa tarihine bakıldığında, işverenlerin sendikasızlaştırma politikaları karşısında kampanyalar örgütleyen, büyük miting girişimleri ve organizasyonları gerçekleştiren, sendikaların içlerinde ve aralarında yaşanan gerilimlerde hakemlik, arabuluculuk yapan, grev hakkı için, iş ihtilaflarını sonuca bağlayan hakem kurullarının yapısının değişmesi için vb. toplantılar düzenleyen dinamik ve canlı bir yapı görülür. Diğer yandan İİSB dönemin siyasi çatışmalarının şiddetli biçimde yansıdığı bir platform olmuştur. Birlik’in son dönemlerinde, İstanbul'da, Türkiye işçi hareketi tarihinin ilk büyük mitingi olan Saraçhane Mitingini örgütlemekte gösterdiği başarı ise tarihsel bir değere sahiptir. İİSB aynı zamanda 50 kuşağı sendikacılarının, işçi önderlerinin birçoğu için de okul görevi görmüştür. Son başkanı Avni Erakalın'ın sözleriyle Birlik "işçilerin senatosu” olmuş, siyaset ve sendika cı lar arasındaki ilişkilerin yoğun biçimde deneyimlendiği ve tartışıldığı bir platform görevi görmüştür. 1962'de kurulan TİP'in kurucu kadrosu büyük ölçüde İİSB deneyimi içinden gelen sendikacılardan ve bu deneyimin sağladığı birikim üzerinden oluşmuştur. Öte yandan 1952 yılında kurulan Türk-İş ile İİSB arasında bir tür rekabet, hatta çekişme yaşanmıştır. Birlik yaşamı boyunca fiilen konfederasyon gibi çalışmıştır. Bu noktada emek hareketimizde bugun bile izleri olan İstanbul ve Ankara sendikacılık ekolleri arasındaki farklılık ve çekişmeye dikkat çekmek gerekir. Ağırlıklı olarak özel sektör işyerlerinde örgütlenme ve mücadele yürütmenin zorluklarıyla başetmek durumunda olan İstanbul sendikacılarının geliştirdikleri pratikler ve taleplerle; ağırlıkla kamuda örgütlü olan, bunun sonucu olarak da devlet ve iktidarla uzlaşmaya dayalı ilişkiler ve görece daha bürokratik, resmi nitelikli bir sendikacılığa eğilim gösteren Ankara sendikacılarının yaklaşımları arasında küçümsenmeyecek farklar olagelmiştir. 1962'de Birliklerin kapatılması kararı ise bir anlamda Türk-İş lehine konulan bir son nokta gibidir. Yazıda İİSB deneyimi tarihsel bir perspektif içinde ele alınmakta, aynı zamanda işçi hareketinin mekânsal ve ölçeksel stratejileri bağlamında tartışılmaktadır.Keywords : Sınıf, sendika, işçi, birlik, İstanbul