KURMACA METİNLERDE BİR KAYNAK OLARAK KOLEKTİF/GELENEKSEL ANLATI
Authors : Tolga Bayindir
Pages : 9-18
View : 10 | Download : 4
Publication Date : 2021-09-30
Article Type : Research
Abstract :Yazıdan önce söz vardır. Bu söz, toplum içinde yaşayan bireyin kurallara ve ritüellere uymasını sağlayan kolektif anlatıdır. Bariz kalıplar içinde kalmaya çalışan insan, gelişen "akıl” kavramıyla çevresini ve evreni sorgulamaya başlar. Varoluşa, yaşama, ölüme hatta ölüm sonrasına dair sorular sordukça karşısına çıkan bilinmezliğe, oluşturduğu kültürel değerlere göre cevaplar bulur. Bu cevapların aklı "normal” düzeyde tutmak gibi bir amacı vardır. Çünkü insan, çevresindeki düzeni kontrol eden bir güce ihtiyaç duyar. Güneşin-denizin-ateşin tanrıları, ölümsüzler, yarı tanrı- yarı insan karakterler sıradan insanın çözemeyeceği sorunlar için mücadele eder. Prenseslerin sihirli özellikleri, kralların erdemli güçleri, bir kahramanın cesareti kötülük karşısında savaşır. Sonra yazı gelir. Toplumsal sınırları belirleyen kolektif anlatılar artık kayıt altına alınabilir olur. Bu süreçte aklın egemenliği hızla yükselişe geçer ve çevresinde gördüklerini kendi sınırlılıklarında çözmeye başlar. Anlatılardaki "ergin/sınırsız” varlıkların, "ütopik” mekânların yerini sıradan insanın sorunları alırken mekân da tanıdık hâle gelir. Sanayileşme sürecinde aklın ürettiği makineler insanı sıradanlaştırmaya başlayınca "yeni arayışa” ihtiyaç duyulur. Yazıya söz eklenir. Toplumsal hafızada yer eden kolektif anlatı, bu sefer kurmaca metinler aracılığıyla kendisini göstermeye başlar. Sözlü anlatıma göre oldukça yeni olan roman, eski kaynağına döner. Bu çalışmada amaç, özellikle son dönem romanlarında sıkça karşılaşılan gerçeküstü, fantastik ve bilimkurgu kavramlarının altında yatan unsurlara dair bir açıklama getirmektir.Keywords : Roman, Geleneksel, Kolektif, Anlatı, Tematik