Abstract :Mizah diğer işlevlerinin yanında kişisel ve toplumsal rekabetin bir aracı olarak da kullanılagelmiştir. Mizahın rekabet aracı oluşu onun varlığını irdeleyen kuramlarda da kendine yer bulur. Özellikle “üstünlük kuramı” bunu ifade eder. Bu kurama göre ise hayatta mizahi bir durumla karşı karşıya kalan kimse/toplum, bunun öznesi olan kişi/kişilerin yaptığı uygunsuz davranışı kendilerinin yapmayacağı öz güveniyle hareket etmektedir. Buradaki davranış bir eksiklik ve zaafın göstergesidir. Dolayısıyla kendisinde bu eksikliğin bulunmadığı öz güveniyle hareket eden mizah muhatabı bunu aynı zamanda bir “üstünlük” sebebi olarak görmektedir. Böylesi bir kabul de bu durumu onun için kişilerarası ve toplumlararası ilişkilerde önemli bir koz veya avantaj olarak görmesi ve kullanması anlamına gelir. İnsan ve toplumla ilgili hemen her durum gibi kişilerarası ve toplumlararası ilişkilerdeki bu mizah-rekabet olgusu, mizahi bir halk anlatısı olan fıkralarda da kendine yer bulmuştur. Daha doğru bir ifadeyle bu olgu fıkralarda sıklıkla dile getirilmiştir. Bir “tip” özelliği kazanmış olan fıkra kişileri tekil kimliklerinin ötesinde “temsili/sembolik” bir özellik taşımaktadırlar. Bu konumlarıyla da yer aldıkları “taraf”ın temsilcileri durumundadır ve eksileri-artıları onlar hesabına geçer. Bunun tipik bir örneği sayılabilecek olan Kayserili-Yahudi tipine bağlı fıkralar, tarafların rekabetinin bir platformu durumundadır. Tarafların ticari hayattaki konumu rekabetin odak noktasını oluşturur. Türk halk kültüründe ve fıkralarında “Yahudi” genelde tekil bir tip olarak kendini gösterir. Bununla beraber Kayserili-Yahudi örneğinde olduğu gibi ikililerden biri veya “alt tip” durumunda da görülür. Çalışmamızda da bu tipolojideki fıkralar söz konusu edilmiştir. Keywords : Mizah, Fıkra, Fıkra Tipi, Yahudi, Kayserili