ANADOLU SU KÜLTÜRÜ: TÜRK HAMAMLARI VE YIKANMA GELENEĞİNİN KÖKLERİ VE GELECEĞİ
Authors : Fikret K. Yegül
Pages : 99-118
Doi:10.1501/andl_0000000368
View : 8 | Download : 5
Publication Date : 2009-05-01
Article Type : Research
Abstract :Tarih öncesi tanrıların koruduğu kutsal pınarlardan başlayıp bugün küçük kubbeleri ile her Anadolu kentini süsleyen mahalle hamamlarına uzanan zaman çizgisi içinde hamamlar ve yıkanma geleneği Anadolu kültürler yelpazesinin ayrılmaz parçalarıdır. Bronz ve Demir Çağ’ın Hattuşaş, Aslantepe ve Zincirli gibi saraylarında oldukça gelişmiş hamam, su ve drenaj donanımları görüyoruz. Ön Asya’nın tipik Grek ve Hellenistik gymnasium’larında sporcuların yıkanmaları için küvet ve havuzlar mevcuttur. Roma İmparatorluk Dönemi’nde Anadolu kent yaşamının bir parçası olarak gelişen hamamgymnasium kompleksleri, yüksek tonozlu salonları, ışıklı, mermer yüzme havuzları ile Anadolu’nun çok-kökenli geçmişini yansıtan bir kurumudur. Ülkenin kökünde yatan su ve yıkanma geleneği Hıristiyan, Bizans ve İslam-Türk Devirleri’nde pürüzsüz olarak devamlılıklarını sürdürmüştür. Anadolu su geleneği İslam dininin temizliğe verdiği önemle birleşmiş ve pekişmiş ve Türk hamamını yaratmıştır. Hamamların yüzlerce ışık huzmesinin şekillendirdiği kubbelerle örtülü sıcak, buharlı mekânları; ferdin toplumla kaynaştığı büyülü bir dünyanın nesnel ve sosyal temsilcileridirler. Hamamların ve kaplıcaların bu açık ve olağanüstü sosyal düzeni asırlar boyunca birçok Batılı gezgin ve yazarı da ilgilendirmiş (18. asırda Lady Mary Wortley Montagu ve ondan bir asır sonra Julia Pardoe gibi) ve "Orientalist” ressamlara ilham kaynağı olmuşlardır. Klasik Devrin sonunda Avrupa, biraz dini nedenlerle biraz da geçirdiği birçok veba salgınının korkusu ile suya ve yıkanmaya sırtını cevirmiş, "yıkanan İslam Doğu” karşısında "yıkanmaz Hıristiyan Batı” olarak bir nevi toplum benliği aramıştır. Son olarak, gün be gün kaybettiğimiz geleneksel değerler arasında tarihi Türk hamamının ve yıkanma kültürünün geleceği ne olabilir? Anadolu’nun kültür yükünü yansıtan ve her kentini, her semtini bezeyen hamamlarımızı nasıl koruyabilir, kurtarabiliriz? Yaşayabilmeleri için günümüzü donuk ve mahalle gelenekleri çerçevesinde, turizm de dâhil, ne gibi işlevler verebiliriz? Ve her şeyden önce Anadolu’nun çok renkli, tarihi kültür dokusunun ilmekleri arasına nasıl tekrar yerleştirebiliriz?Keywords : hamam, türk hamamı, yıkanma