SANAT, NE İDEOLOJILER SEVDI, ZATEN YOKTULAR
Authors : Ceren Selmanpakoğlu
Pages : 66-75
View : 13 | Download : 8
Publication Date : 2016-01-31
Article Type : Research
Abstract :Tutarlı bir bütünlüğe sahip olmadığı halde işlevsel olduğuna kendimizi inandırmak için gerekçeler bulduğumuz ‘toplumsal gerçeklik’, sanki’ler ve atıflar üzerinden kurgulanmıştır. Gerekli görüldüğüne daha baştan inanıldığı için toplumsal gerçekliğin Yasa’sının ardında bir doğruluk, bir anlam olduğu varsayılır. Halbuki, toplumsal gerçeklik, tutarlı, rasyonel bir bütünlük olabilme imkânsızlığı üzerine kurgulanmıştır. Bunu göz ardı etmemize hizmet etmesi için inanılmış bir fikirler dizisi olan ideoloji, mistifikasyonu ile bizi yönlendirir. İdeolojinin işlevi, toplumsal gerçekliğin imkânsız bir girişim olması travmasından bize kaçış stratejisi sunmaktır. Böylece gerçekliğin anlamsız, irrasyonel oluşu göz ardı edilir. Bu nedenle mesele ideolojiler değil, gerçeklik ideolojisidir . Aynı şekilde ideolojik kimlik de kimliğinin imkânsızlığını, kimliğindeki boşluğu maskelemek için fetişleştirilmiş bir düşman figürü üzerinden yürür. Halbuki kendi üzerinde iktidar kurabilen öznede potansiyel bir reddetme, yani özgür olma koşulu vardır. O halde, bu gerçeklikten bağlarını koparabilir ve onu değiştirebilir. Sanat da, ideolojileri oluşturan hiyerarşik ikilikleri yeniden üreterek gerçeklik ideolojisini olumlar. Burada incelenen güncel sanatın temsilî örnekleri her ne kadar kendi ideolojik bakışları üzerinden kendi kimliklerini meşrulaştırma niyetinde olsalar da aslında kimliğin imkânsızlığının boşluğunu doldurmak için kurgulanan hiyerarşik ikiliklerin birer fantezi, kurgu olduğunu ele verir. Dahası gerçeklik ideolojisinin aslında yokluktan –hiçlikten- kaçış stratejisi kapsamında kurgulandığını farkında olmadan itiraf eder. Bu nedenle sanatın takip ettiği gerçeklik ideolojisi aslında yoktur.Keywords : İdeoloji, gerçeklik ideolojisi, kimlik fantezisi, iktidar, sanat