- Afro Avrasya Çalışmaları Dergisi
- Vol: 8 Issue: 2
- Mevlâna Celaleddin Rûmî, Kamusal Alan ve Koruyucu Sosyal Hizmetleri
Mevlâna Celaleddin Rûmî, Kamusal Alan ve Koruyucu Sosyal Hizmetleri
Authors : Hür Mahmut Yücer
Pages : 199-219
Doi:10.33722/afes.1092665
View : 9 | Download : 6
Publication Date : 2022-04-05
Article Type : Research
Abstract :Roma’da, kamu ile özel alan arasında keskin bir ayrım vardı. Bu katı ayrım Batıda 18. Yüzyıldan itibaren yıkılmış, kamusal alan, "toplumun ortak yararını belirleyen ve gerçekleştiren düşünce, ifade ve eylemlerin üretildiği, gerçekletirildiği toplumsal etkinlik sahasına” dönüşmüştür. Artık halkın karşılaştığı her alan ve mekân kamusal alana evrilmiştir. Halbuki Ortaçağ İslam dünyasında medreseler, hanlar, hamamlar ve tekkeler dahil çarşı pazarda toplumun her türlü konuları konuşulmaktaydı ve zaten buralar sivilleşmişti. Hele Mevlâna Celaledin Rumî, çok dinli ve çok dilli Anadolu Selçuklu Başkenti Konya’da "sosyal yönüyle ortak bir dünyanın arabulucusu” olarak sivil toplumun alanını oldukça genişletmişti. Bir din adamı ve mutasavvıf olarak bilinen Mevlâna Celaledin Rumî, dinin en geniş anlamda tarifi olan "yaratana tazim/ibadet, yaratılana hizmet” şeklindeki iki alanı hayatın mihverine koymuştu. Yaşamı boyunca bu iki alandan hangisini öncelediğini ayırt etmek mümkün değildir. Tasavvufi izah yöntemiyle iki alana yönelik hizmetlerin tek bir amaç olduğunu söyleyebiliriz. O’nun "yaratılanlara hizmet” kategorisindeki söz ve eylemleri arasında, modern bir bilim olarak sosyal hizmetin mevzuu olan yaşlılar, kadınlar, hastalar, göçmenler gibi dezavantajlılara ait çok sayıda hizmet örneği bulunmaktadır. Fakat daha genelde "topluluk içerisinde yaşamayı” akıl ve mal sahibi olmaktan bile önde tutarak "zühd ve ruhbanlığı geri plana atması” birinci dikkat çeken husustur. İkincisi bu toplumsallık içerisinde siyasiler, yöneticiler, esnaf ve sanatkârlar gibi toplumun her katmanını kendine muhatap kabul etmesi, "kamusal alanın sınırlarını halk adına” genişletmesi ve en son dezavantajlı olsun olmasın her tür müracaatçıyı öğreticilik, savunuculuk, koruyuculuk, güçlendiricilik gibi modern sosyal hizmet yaklaşımlarıyla desteklemesi dikkat çekmektedir. Bu çalışmada Rumî’nin sadece dezavantajlılara değil bütün müracaatçılara yönelik soru ve sorunlara yaklaşımları ele alınacak, koruyucu sosyal hizmet perspektifinden değerlendirilecektir. Çalışmada amaç sosyal hizmet tarihinin bir parçasının gün yüzüne çıkarılması değildir. Belki risk altındaki kişi, grup ve toplumlarda sivil gayretlerin kamusal alanda üstlenebileceği destekleyicilik, koruyuculuk ve güçlendirme yaklaşımlarının derinlik ve etkisine dikkat çekebilmektir.Keywords : Mevlâna, Koruyucu/Önleyici Sosyal Hizmet, Sivil Toplum, Dezavantajlılar.