- Turkish Journal of Forest Science
- Vol: 5 Issue: 1
- EKOLOJİK YIKIMIN VE SALGINLARIN ARDINDAKİ GERÇEK; EKOSİSTEMİK YABANCILAŞMA MI?
EKOLOJİK YIKIMIN VE SALGINLARIN ARDINDAKİ GERÇEK; EKOSİSTEMİK YABANCILAŞMA MI?
Authors : Turgay Dindaroğlu
Pages : 266-287
Doi:10.32328/turkjforsci.866874
View : 19 | Download : 4
Publication Date : 2021-04-30
Article Type : Other
Abstract :Ekosistemler zaman ve mekâna göre değişim gösteren açık ve dinamik sistemlerdir. Sanayi toplumundan risk toplumuna geçen günümüzün modern dünyasının, ekosistemler üzerindeki baskılar sonucu oluşturduğu ekolojik tehditleri algılayabilmesi ve çözümleyebilmesi riskin doğru tanımlamasına ve yönetimine bağlıdır. Ancak, yetişme ortamlarındaki ilişkilerin fazlalığı ve karmaşıklığı potansiyel risklerin tespitini ve çözümünü de zorlaştırmaktadır. Bu nedenle yetişme ortamlarındaki riskler eşitleyici bir etkiye neden olmakta ve yaşam tehdit altına girmektedir. Canlıların birçoğu yaşamları boyunca varlığından dahi haberdar olmadıkları ekosistemdeki madde döngüleri sayesinde hayatlarını devam ettirirler. Bu durum yaşam zincirini oluşturan her halkanın yabancılaşmasının bir sonucudur. Yabancılaşma bir döngü olarak yaşamın dinamikleri arasında kedine yer edinmiştir. Özellikle, zevk almayı hayat döngüsünün amacı haline getiren insan da yabancılaşmanın tehdidi altındadır. Günümüzde modern dünya burjuvazisi ile yabancılaşan doğa, benzer argümanları kullanmaktadır. Modernitenin temel paradigmasında yer alan zayıflar, sistemi devamlı beslemek zorunda bıraksa da moderniteyi besleyen sistemler konakçısını sürekli sömürerek en sonunda öldürme eğilimindedir. Benzer şekilde doğal ekosistemlerdeki fonksiyonların bozulmasıyla katastrofik ekolojik yıkımlar, potansiyelini göstermeye başlamıştır. Her ikisi de yabancılaşmanın kıskacı altında kendi sonunu hazırladığının farkında değildir. Bu çalışmada insanların neden olduğu küresel ısınma, ekosistem hizmetlerindeki aksaklıklar, salgınlar ve besin zincirindeki bozulmalar "ekosistemik yabancılaşma” kavramıyla irdelenmiştir. Bu yaklaşıma göre sayısız doğal ekosistem hizmetlerinin ve fonksiyonlarının parasal değerlerinin hesaplama gerekliliği ve ticarete dönüştürülmesi evrensel boyut kazanan yabancılaşmanın en üst seviyesinin göstergesidir. Güçlülerin ortamda fazlalaşması ekosistemik yabancılaşmanın bir sonucudur. Geçmiş yüzyılda sanayileşme devrimiyle başlayan bireysel yabancılaşma bu yüzyılda seviye atlayarak ekosistemik yabancılaşma ölçeğine ulaşmıştır. Bu yüzyılın salgın seviyesindeki gizli virüsü, ekosistemik yabancılaşmadır. Paraekolojik yaklaşımların temel amacı ekosistemik yabancılaşma sonucu ortaya çıkan çevre sorunlarının çözümünde doğa koruma ve çevre etik anlayışının yaşam tarzı haline gelebilmesi yönündeki çabaların daha kalıcı olmasına yardımcı olmaktır. Bu bağlamda; küresel iklim değişikliğiyle ve çölleşmeyle mücadelede asıl amaç ekosistemdeki yabancıların yok edilmesi değil, arka plana itilmesi ve etkisizleştirilmesinin sağlanmasıdır. Bunun başarılması için gerekli olan insanın çok boyutlu olan yaşamsal dengesinin (ekolojik, sosyolojik, ekonomik, psikolojik vb.) stabilitesi öncelikle ekolojik dengenin sağlanması ile mümkündür.Keywords : Ekosistemik Yabancılaşma, Paraekoloji, Ekolojik Yıkım, Salgınlar