- Turkish Journal of Clinics and Laboratory
- Cilt: 14 Sayı: 4
- Kronik yüzeyel femoral arter tıkanıklığında retrograd rekanalizasyon: Birincil strateji olarak güven...
Kronik yüzeyel femoral arter tıkanıklığında retrograd rekanalizasyon: Birincil strateji olarak güvenli ve etkili mi?
Authors : Ali Baran BUDAK, Eren GÜNERTEM, Naim Boran TÜMER, Kanat ÖZIŞIK, Serdar GÜNAYDIN
Pages : 782-797
Doi:10.18663/tjcl.1402002
View : 34 | Download : 49
Publication Date : 2023-12-30
Article Type : Research
Abstract :Amaç: Periferik arter hastalığı (PAH), dünya çapında koroner arter hastalığı ve serebrovasküler olaylardan sonra en sık görülen mortalite ve morbidite nedenlerinden biridir. Kronik tıkalı yüzeyel femoral arter (SFA)’in endovasküler tedavisi (EVT) genellikle antegrad yaklaşımla yönetilir. Retrograd popliteal erişim (RPA), antegrad girişimin başarısız olduğu veya birincil seçenek olarak tercih edildiği durumlarda değerli bir seçenektir. Birinci basamak strateji olarak yüzüstü pozisyonda RPA\'nın seçildiği ve rekanalizasyon için perkütanöz kasıtlı ekstralüminal anjiyoplasti (PIER) tekniğinin kullanıldığı hastaları, ileriye doğru girişimin başarısız olduğu ve sırtüstü pozisyonda RPA\'nın kullanıldığı hastaları karşılaştırmayı amaçlıyoruz. 15 aylık takip ile rekanalizasyon için çift yönlü "randevous” tekniği kullanıldı. Gereç ve yöntemler: Şubat 2017 ile Nisan 2019 arasında ardışık EVT\'leri retrospektif olarak inceledik ve SFA lezyonlarının CTO\'sunun rekanalizasyonu için RPA\'nın kullanıldığı tüm EVT\'leri seçtik. Çalışma, hastaları Grup 1 (n=24) olarak iki gruba ayırdı: Birinci basamak strateji olarak yüzüstü pozisyonda RPA\'nın seçildiği ve rekanalizasyon için PIER tekniğinin kullanıldığı hastalar (6F Sheat ile) ve Grup 2 (n= 22): Antegrad girişimin başarısız olduğu ve endolüminal rekanalizasyon ile sırtüstü pozisyonda RPA\'nın olduğu veya lezyonu geçerken telin başarısız olduğu hastalar, rekanalizasyon için çift yönlü "çift balon (randevu)” tekniği kullanıldı (Kılıfsız). Bulgular: Teknik başarı oranı %100 oldu. RCC ve ABI her iki grupta da işlem sonrası anlamlı düzeyde iyileşti. Grup 1\'de daha fazla hastaya primer stent gerekti (%70,8 vs. %45,4; p 0,05). 1 yıllık uzuv kurtarma oranı her iki grup için de 100 ± 0 idi. Grup 2\'de primer açıklık oranları grup 1\'e göre daha yüksekti ancak bu fark ancak 6. ayda anlamlı hale geldi (grup 1\'de sırasıyla %95,8, %87,5, %79,1\'e karşı grup 2\'de sırasıyla %100, %95,4, %81,8); p<0,05 yalnızca 6. ay için). Tüm çalışma grubu için 1 yıllık CD-TLR oranı %17,25 idi, grup 1\'de daha fazla CD revaskülarizasyon işlemi yapılmış gibi görünüyor ancak anlamlı bir farka ulaşılamadı (%95 Cl %20,8 ila %13,7). Sonuç: RPA tekniğinin kendi avantaj ve dezavantajları vardır. Güvenlik ve etkinlik göz önüne alındığında, ister birincil strateji olarak planlanmış, ister yedek plan olarak ihtiyaç duyulmuş olsun, damar cerrahlarının portföyünde yer almalıdır.Keywords : peripheral arterial disease, chronic total occlusion, retrograde popliteal access.