- Journal of Medicine and Palliative Care
- Vol: 3 Issue: 3
- The monocyte/high-density lipoprotein cholesterol ratio in patients with primary hypolipoproteinemia
The monocyte/high-density lipoprotein cholesterol ratio in patients with primary hypolipoproteinemia
Authors : Melisa ŞAHİN TEKİN
Pages : 200-205
Doi:10.47582/jompac.1162205
View : 13 | Download : 3
Publication Date : 2022-09-26
Article Type : Research
Abstract :Amaç: Hipolipoproteinemi erişkinlerde kan lipid düzeylerindeki düşüklüktür. Genetik mutasyonlara bağlı primer hipolipoproteinemi nadir görülen bir durumdur. Hipolipoproteineminin klinik önemini gösteren çalışmalar sınırlıdır. Bu çalışmada primer hipolipoproteinemili hastaların klinik ve laboratuvar özelliklerinin ve monosit/yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) oranının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Primer hipolipoproteinemili sekiz hasta ile on iki sağlıklı kontrol grubunun lipid profilleri, monosit/HDL oranları, hemogram, akut faz yanıt testleri ve karaciğer testleri karşılaştırıldı. Bulgular: Trigliserid (TG), düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) ve total kolesterol (TK) düzeyleri hasta grubunda kontrol grubuna göre anlamlı derecede düşük bulundu (sırasıyla p=0,037 ve LDL ve TK’nın her ikisi için <0,001). HDL düzeyleri açısından gruplar arasında fark yoktu. Lipoprotein (a) (Lp(a)) düzeyleri hasta grubunda kontrol grubuna göre anlamlı derecede düşük bulundu (p=0,006). Absolü monosit sayısı (AMS) hasta grubunda kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek bulundu (p=0,002). Monosit/HDL oranları (MHO) hasta grubunda kontrol grubuna göre anlamlı derecede yüksekti (p=0,016). MHO ile LDL arasında negatif korelasyon saptandı (p=0,001). Sonuç: Bu çalışmada primer hipolipoproteinemili hastalarda AMS ve MHO sağlıklı kontrol grubuna göre daha yüksek bulundu. Monositler, aterosklerotik hastalığın ilerlemesinin tüm aşamalarında yer alır. HDL’nin antiinflamatuar ve antioksidan etkileri ile aterosklerotik hastalıklarda koruyucu rolü olduğu bilinmektedir. Her ikisini birleştiren bir indeks olan MHR’nin kardiyovasküler hastalıklarda prognostik bir belirteç olduğu gösterilmiştir. Bilindiği kadarıyla bu çalışma, primer hipolipoproteinemi hastalarında MHO’yu araştıran ilk çalışmadır. Küçük örneklem büyüklüğüne ve dahil edilen hastaların heterojen doğasına rağmen yüksek AMS ve MHO düzeyleri mevcut çalışmanın en önemli bulgularıdır. Hipolipoproteinemili hastalara aterosklerotik hastalıklar için düşük risk atfedilmesine rağmen, yüksek AMS ve MHO, aterosklerotik hastalık riski açısından lipid redistribüsyonundaki değişiklikler nedeniyle bu hastaların dikkatle izlenmesi gerektiğine dair bir uyarı niteliğindedir.Keywords : Hipolipoproteinemiler, hipobetalipoproteinemiler, lipoprotein(a), monositler, non alkolik yağlı karaciğer hastalığı