HEGEMONYA VE SINIF(SIZLIK) BİLİNCİ
Authors : Meral Çakir
Pages : 35-64
Doi:10.26809/joa.5.004
View : 12 | Download : 4
Publication Date : 2020-01-31
Article Type : Research
Abstract :Hegemonyanın sürekliliği büyük ölçüde toplumsallaşma süreci ve bu süreçte inşa edilen toplumsal bilinçle sağlanır. Hegemonya, dünyaya egemen sınıf açısından bakmayı sağlayacak bir çerçeve sunarken, kendisi için tehdit oluşturan fikirlerin yayılması, öğrenilip benimsenmesini önlemeyi de içerir. Dolayısıyla egemen sınıf lehine inşa edilen toplumsal bilincin sınıf bilincini içermesini beklemek gerçekçi olmaktan uzaktır. Sınıf bilincinin temeli, bir toplumsal sınıfa aidiyet hissedilmesidir. Ancak sınıf bilinci hegemonya için tehdit oluşturan bir unsurdur. Bu araştırma da toplumsal bilincin hegemonyanın sürekliliği için işlev gördüğünden hareketle "sıradan insanın zihninde aidiyet hissi ve sınıf bilincine sahip olabileceği net bir "toplumsal sınıf” kavramının olmadığı, konunun zihninde muğlak olduğu” varsayımından yola çıkılarak gerçekleştirilmiştir. Mart-Temmuz 2019 arasında tabakalı rastgele örneklem yöntemiyle gerçekleştirilen araştırmada katılımcılara "Kendinizi hangi sınıfa ait hissediyorsunuz?” sorusu açık uçlu olarak yöneltilmiştir. Mevcut toplumsal sınıf kategorileri içinden birini seçmeye yönelik çoktan seçmeli bir soru yerine açık uçlu soru ile katılımcıların zihninde sınıf kavramının neye karşılık geldiğine ve kendilerini tanımlamak için kullanılan sınıflamalardan ne kadar haberdar olduklarına dair bilgi edinmek amaçlanmıştır. Araştırmada, katılımcıların yaklaşık üçte birinin zihninde sınıf kavramının anlamlı bir karşılığı olmadığı ve soruyu yanıtlayamadıkları gözlenmiştir. Soruyu yanıtlayanların yarıya yakını kendilerini "orta sınıf”a ait hissettiklerini belirtmişlerdir. Kendini orta sınıfa ait hissettiğini söyleyen katılımcıların dörtte biri hayatları boyunca hiç kitap satın almadıklarını, yüzde 31’i hiç tiyatroya, yüzde 6.7’si hiç yaşadığı yerden başka bir şehre gitmediğini, yüzde 5’i hiç lokantada yemek yemediğini belirtmektedir. Kendini orta sınıfa ait hissettiğini söyleyen katılımcıların gelir düzeyleri değerlendirildiğinde yüzde 45.3’ünün asgari ücret ve altında ya da kendine ait bir geliri olmayanlardan oluştuğu, yüzde 51’inin asgari ücretle 6 bin TL arasında aylık gelire sahip oldukları yani yarısından fazlasının gelirlerinin açlık ve yoksulluk sınırlarında olduğu görülmektedir. Eğitim, gelir durumları, sosyal ve kültürel yaşamlarına dair veriler de göz önüne alındığında bu yanıtı verenlerin (yüzde 20’lik gelir grupları sıralamasıyla oluşturulan toplumsal sınıflamaya göre orta sınıfı değil) kendi yaşadıkları çevre içindeki orta sınıfı kast ettikleri anlaşılmaktadır.Keywords : Kitle İletişim Araçları, Hegemonya, Sınıf Bilinci, Orta Sınıf, Toplumsal Bilinç