- Journal of Immunology and Clinical Microbiology
- Vol: 4 Issue: 3
- Meme Kanserinin Palpable Olması veya Palpe Edilmemesinin Prognostik ve Prediktif Değeri
Meme Kanserinin Palpable Olması veya Palpe Edilmemesinin Prognostik ve Prediktif Değeri
Authors : Remzi AKTÜRK, Serdar SERİNSÖZ
Pages : 69-83
View : 6 | Download : 2
Publication Date : 2019-09-30
Article Type : Research
Abstract :Amaç: Tüm kanserlerde olduğu gibi, meme kanserinde de erken tanının tedavi modalitesinin belirlenmesinde ve sağ kalımda etkisi önemlidir. Bu sebeple, riskli gruba giren kadınlarda yapılan mamografi taramalarında, kanserin henüz palpe edilmediği döneminde ortaya çıkarılmasının prognoz, doğal gidişat ve prediktif değerlerinin, uygulanacak tedavinin belirlenmesi ve alınacak sonuçların tahmin edilmesine olan etkisi araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem: Toplam 365 vaka incelenmiş olup bunların 78'i palpe edilemeyen (PE) , 287'si palpabl (P) kanserlern oluşmaktaydı. Taranan vakalarda, primer tümörün incelenen özellikleri ile aksiller metastaz arasındaki ilişki araştırıldı. Bu parametreler, yaş, fizik muayenede tümörün palpe edilebilmesi veya ele gelmemesi, patolojik tümör çapı (1,5 cm altı ve 1,5 cm üstü) , histolojik tip(duktal ve lobuler), lenfovasküler invazyon, multisentrisite, histolojik derece (1,2 ve 3), nükleer derece (1,2 ve 3) olarak incelendi. Ayrıca P ve PE kanserlerde tümörün patolojik boyutu, histolojik tümör tipi, lenfovasküler invazyon, histolojik derece (HG), nükleer derece (NG), aksiller lenf nodu tutulumu, östrojen ve progesteron reseptör durumu, lokal nüks, sistemik metastaz açısından karşılaştırıldılar. Bulgular: İn situ kanserlerin PE kanserlerdeki oranı (n: 11/78) palpabl kanserlerdeki oranına (4/287) göre daha yüksek bulunmuştur. PE tümörlerde aksiller diseksiyon yapılan 67 hastadan 10'unda (%14,9) aksiller metastaz saptanırken, P tümörlerde 283 hastadan 95 ’inde (%33,6) aksiller metastaz saptanmıştır (p:0,00275), bunların da 13'ünde (%4,6) 10'dan fazla lenf nodu pozitif olduğu tespit edilmiştir. PE tümörlerde ise 10'dan fazla pozitif lenf nodu saptanmamıştır. PE kanserlerin %4,4 (3/67) oranında lenfovasküler invazyon saptanırken P kanserlerin %14.99 (42/283) oranındadır. PE ve P kanserler arasında lokal nüks, sağkalım ve uzak metastaz açısından yeterli takip süreleri olmadığından anlamlı bir fark bulunamamıştır. Aksiller metastaz oranı lenfovasküler invazyon gösteren hastalarda 36/45 (%80) iken, göstermeyen hastalarda 69/305 (%22,6)'dır (p<0,00001). Tümör çapı 1,5 cm'den küçük hastalarda %5,5 (7/128) olan aksiller tutulum oranı 1,5 cm'den büyük tümörlerde %44,2 (98/222) olarak belirlenmiştir (p<0,00001). Nükleer derecesi 3 olan vakalarda aksiller tutulum oranı 65/111 (%58,6) olurken, NG 1 ve 2 olanlarda 40/239 (%16,7) olarak ortaya çıkmıştır (p<0,00001). Aksiller metastaz oranları 4 olumlu parametrenin (PE, <1,5 cm, LV1(-) ve NG 1-2) var olduğu hastalar için %2,8 iken, herhangi üçünün var olduğu grupta %4,6-5,8 arasında değişmektedir. Sonuç: PE kanserler küçük tümör boyutu ve düşük lenfovasküler invazyon nedeniyle daha az aksiller tutulum oranına sahiptirler ve in situ kanser oranı P kanserlerden daha yüksektir. Bu bulguların eşliğinde palpabl olup olmama, önemli bir prognostik faktör olarak kabul edilebilir ve böylece PE kanserlerin daha iyi prognoza sahip olmaları beklenir. Gereksiz aksiller diseksiyonu engellemek amacıyla palpe edilememe; 1,5 cm'in altında tümör çapı, negatif lenfovasküler invazyon ve düşük nükleer derece aksiller tutulum açısından düşük riskli hastaları belirlemede kriter olabilir. Aksiller diseksiyon yapılmaması veya sentinel ganglion biyopsisi de bu hastalarda gündeme gelebilir.Keywords : Meme kanseri, palpe edilebilir, palpe edilemeyen, prognostik ve prediktif değer