İBN SİNA’YA GÖRE DUYGU
Authors : Nurten Gökalp
Pages : 105-115
Doi:10.46595/jad.421578
View : 9 | Download : 3
Publication Date : 2018-06-15
Article Type : Research
Abstract :980-1037 yılları arasında yaşayan İbn Sina bilim, özellikle tıp ve felsefe alanındaki çalışmaları ile sadece Türk İslam düşüncesini değil Batı düşüncesini de şekillendirmiş büyük Türk düşünürüdür. Mantık, metafizik ve felsefe dışında tıp, filoloji, matematik, astronomi fizik gibi pek çok alanla ilgili eserleri bulunan İbni Sina özellikle metafizik alanındaki etkisi önemlidir. İnsanın asıl cevherinin ruhu olduğunu ve bedenden ayrıldıktan sonra da ruhun varlığını devam ettirdiğini savunan İbni Sina’nın duygular hakkındaki görüşleri insanın ruh beden birlikteliğinin psikoloji, ahlak, bilgi ve metafizik düzlemdeki yansımasına dayanmaktadır. Ona göre, ruh tinsel bir cevher olup bedenin organlarına dağılmış olarak bulunur. Organlarında bir şeyi duyumsadığında, öfkelendiğinde ya da heyecanlandığında ruh ile beden buluşur. Bu beraberlik Platon’dan beri etkili olan ruhun üçlü bölünümü görüşü ile bağlantılıdır. İbni Sina bu bölümlenmeyi nefs’e dayalı olarak yapar. Burada nefs maddi cismin sahip olduğu kuvvetler bütünü ve canlıların ortak prensibi olarak anlaşılır. İnsani nefsin temel ilkesi olan akıl, duyguların anlaşılmasında belirleyicidir. Duygulara yönelik incelemedeki yönlendirici kavram ise mutluluktur. İbn Sina, mutluluğu insan yaşamının amacı olarak gördüğünden bu amaca ulaşma yolunu çizmekte ve mutluluğun çözümlemesini yapmaktadır. İbn Sina’ya göre mutluluk ya da en üst haz iyilikten kaynaklanan bir durumdur. En iyi, en çok tercih edilen; en çok tercih edilen, en iyi olandır denilebilir. Mutluluğun mutlak boyutu ise duygusal yücelme ancak mistik çaba ile anlamlı hale gelebilir. Ama mutluluğa asıl katılım bu dünyadan sonraki hayatta gerçekleşecektir.Keywords : : İbn Sina, duygu, insan, nefs