- International Journal of Social Science Research
- Vol: 6 Issue: 2
- İkinci Dünya Savaşından Sonra Türkiye'nin Demokrasi Arayışları İçinde Kaybolan Bir Kuruluş: İnsan Ha...
İkinci Dünya Savaşından Sonra Türkiye'nin Demokrasi Arayışları İçinde Kaybolan Bir Kuruluş: İnsan Hakları Cemiyeti (1946)
Authors : Mehmed Korkud Aydin
Pages : 83-101
View : 10 | Download : 2
Publication Date : 2017-12-31
Article Type : Research
Abstract :İlk çağlardan beri tartışılan insan hakları kavramına çeşitli anlamlar yüklenmiş ve bu anlam; günümüze kadar yaşanan büyük dinî, siyasî ve sosyal dönüşümlerden de beslenerek, gelişimini sürdürmüştür. Türkiye’de insan hakları ve demokrasi talepleri konusundaki en önemli kırılma noktası, İkinci Dünya Savaşının sona erdiği günlerde yaşanmıştı. Tek parti döneminde ve İkinci Dünya Savaşı yıllarında yaşanan olağanüstü sorunlar nedeniyle insan hakları ve hürriyetler bağlamında bazı kısıtlamalar söz konusu olmuştu. Savaştan sonra Batı bloğu içinde yer almak isteyen Türkiye; mevcut yasal düzenlemelerini gözden geçirerek yeni bir demokratik açılım yapmak istemiş, basın kanunu, cemiyetler kanunu ve seçim kanununu değiştirmekle işe başlamıştı. Yapılan anayasal düzenlemelerle birlikte devletin temel hak ve hürriyetlerle ilgili kısıtlamaları ortadan kalkmış, değişik cemiyetlerin kurulması ile sendikal hareketlerin önü açılmıştı. Cemiyetler kanununda yapılan değişiklik kapsamda kurulan cemiyetlerden biri de Fevzi Çakmak başkanlığındaki İnsan Hakları Cemiyeti idi. Cemiyet, çok partili siyasal hayatın başlaması ve Demokrat Parti’nin kurulduğu süreçte, 17 Ekim 1946’da kurulmuştu. Siyasî çalkantıların yaşandığı bir süreçte kurulan Cemiyet, kurucularından Câmi Baykurt, Zekeriya ve Sabiha Sertel çiftinin sosyalist bir söyleme sahip olmalarından dolayı tepkiyle karşılanmış ve uzun ömürlü olamamıştı. Bu söylem ve kimlik ile Cemiyet; sonraki günlerde yaşanan siyasî gelişmeler ve tartışmalarda Fevzi Çakmak, Kenan Öner vb. isimler için olumsuz bir referans olmuştur.Keywords : İnsan Hakları, Cemiyetler Kanunu, Hürriyet, Fevzi Çakmak