- Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi
- Vol: 65 Issue: 4
- Su mülkiyeti açısından Türk Medenî Kanunu, yeraltı suları hakkında kanun ve su kanunu tasarısı hüküm...
Su mülkiyeti açısından Türk Medenî Kanunu, yeraltı suları hakkında kanun ve su kanunu tasarısı hükümlerinin değerlendirilmesi
Authors : Veysel Başpinar
Pages : 2725-2754
Doi:10.1501/Hukfak_0000001876
View : 6 | Download : 2
Publication Date : 2016-12-01
Article Type : Research
Abstract :Su mülkiyeti, Cumhuriyetin ilk yıllarında kabul edilmiştir. Bu anlamda 743 sayılı Türk Kanun-u Medenîsi’ndeki düzenleme, mehaz İsviçre Medenî Kanunu’nda olduğu gibidir. Buna göre gerek kaynaklar gerek yeraltı suları, içinden çıktığı arazi malikinin mülkiyetindedir. Zira kaynaklar içinden çıktığı arzın madde itibariyle muhtevasına dâhildir. Dolayısıyla kaynağın mülkiyeti araziden bağımsız olarak başkalarına devredilemez. Bu durum, TMK. m. 718 ve 756 hükümlerinin ortak bir gereğidir. Buna kareşılık, Türk hukukunda 1945’ten, özellikle 1950’li yıllardan sonra suyun mülkiyetinin Devlete ait olması yönünde bir eğilim başlamıştır. Bu konudaki ilk düzenlemeyi 6309 sayılı Maden Kanunu’nda görmek mümkündür. Bu anlayış Devlet menfaatini ön planda tutmaktadır. Suyun mülkiyetinin de Devlete ait olduğunu öngören kanun değişiklikleri bu yıllarda yapılmıştır. Gerçekten de, 1960 yılında, 138 sayılı Kanunla eMK. m. 679’da değişiklik yapılarak, yeraltı suları özel mülkiyet konusu olmaktan çıkarılmıştır. Daha sonra 167 sayılı Kanun ile bu durum, sadece arazideki değil, bütün yeraltı sularını kapsayacak şekilde genişletilmiş ve kalıcı hale getirilmiştir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu döneminde sadece kaynakların arzın mülkiyetine tabi olduğu kabul edilmiştir (m. 756). Buna karşılık, hazırlığı uzun yıllara dayanan Su Kanunu Tasarısı’nda su kaynakları Devletin hüküm ve tasarrufu altına alınmıştır. Buna göre sular içinde bulundukları arzın mülkiyetine tabi değildir (m. 3/I). Görüldüğü gibi, Tasarı ile mevcut hükümler biraz daha ileri götürülmüştür. Böylece bütün sular özel mülkiyet konusu olmaktan çıkarılmıştır. Bu sonuç, AY. m. 35/I ile garanti altına alınan mülkiyet hakkına ve TMK. m. 718 ile 756 hükümlerine aykırıdır. Yine bu sonuç yüzyılımızın gerek hürriyetçi gerek mülkiyet anlayışına da uymamaktadırKeywords : Su mülkiyeti, kaynak hakkı, yeraltı suları, devletin hüküm ve tasarrufu, özel mülkiyet