EMMANUEL LEVİNAS İÇİN ADALET NEDİR?
Authors : Nurhayat Çalişkan Akçetin
Pages : 267-280
Doi:10.11611/JMER198
View : 8 | Download : 3
Publication Date : 2013-06-01
Article Type : Other
Abstract :Levinas adalet kavramını öncelikle ayrımcılığın, ayrıcalığın ortadan kaldırılması, eşitlik, adil bir yasanın adaleti, yasallık vb. anlamında kullanır. İkinci olarak ‘adalet’ ilk anlamı aşan etik bir talebi dile getirir. Daha çok üçüncü şahısla ilişkiyi belirlemek için kullanıldığı halde, Levinas'ın başkası ile ilişkiyi de ‘adalet’ olarak adlandırmaktan kaçınmadığı anlar vardır. Üçüncü ile ilişki bizi siyasete, devlete, yasallığa, bir vatandaşlar düzenine götürür. Başkası ise bu düzeni kesintiye uğratandır. Başkasıyla karşılaşma anlamındaki adalet, aynı zamanda devletin sınırıdır. Levinas, başkasıyla ilişkinin üçüncü şahısla ilişkiden ayrılamayacağını burada da vurgular. Ama başkasının yüzünden doğan adaleti, daha çok başkasına karşı sınırsız sorumluluğumuza bir sınır koyan üçüncü şahıs ile ilişki anlamında ele alır. Birinin sorumlu olduğu kişi eşsizdir ve sorumlu olan kişi bu sorumluluğunu devredemez. Bu anlamda, sorumlu olan kişi de eşsizdir. Bu noktada Levinas karşılıklılığın söz konusu olmadığı bir ilişkiden, bir toplumun üyeleri arasında eşitlik ve karşılıklılığın varolduğu bir ilişkiye geçer. Onun adalet arayışı, böyle yeni bir ilişkiyi varsayar. Adalet, her ne kadar adaleti kurumsallaştırsa ve sürdürse de devletten değil, başka insanların, ‘dulun yetimin, yabancının’ aşkınlığından türer. Levinas için adaletin gerçek doğası, öznellik kendini sorumluluk olarak anladığı zaman ortaya çıkar, çünkü sadece bu durumda adaletin tümel olanı aştığını, adaletin olduğu şey haline gelmesi için, kanunların tümelliği olabildiğince temsil ettiği kadar, yazılı kanunların ötesine geçmesi gerektiği anlaşılabilir.Keywords : Adalet, Üçüncü Şahıs, Başkası, Sorumluluk, Özgürlük.