- Yıldırım Beyazıt Hukuk Dergisi
- YBHD 2019/1
- ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARINDA MAKUL SÜREDE YARGILANMA HAKKININ İHLALİ
ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARINDA MAKUL SÜREDE YARGILANMA HAKKININ İHLALİ
Authors : Ismail Şahin
Pages : 223-256
Doi:10.33432/ybuhukuk.537898
View : 10 | Download : 5
Publication Date : 2019-03-08
Article Type : Research
Abstract :Normal 0 21 false false false TR X-NONE X-NONE /* Style Definitions */ table.MsoNormalTable {mso-style-name:"Normal Tablo"; mso-tstyle-rowband-size:0; mso-tstyle-colband-size:0; mso-style-noshow:yes; mso-style-priority:99; mso-style-parent:""; mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt; mso-para-margin:0cm; mso-para-margin-bottom:.0001pt; mso-pagination:widow-orphan; font-size:10.0pt; font-family:"Calibri",sans-serif; mso-bidi-font-family:"Times New Roman";} Adil yargılanma hakkının bir cüzü olan makul sürede yargılanma hakkı, ulusal ve uluslararası düzenlemeler ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesinin çok sayıda içtihadına konu edilen ve davaların mümkün olan en kısa sürede neticelendirilmesini amaçlayan temel bir insan hakkıdır. Bu hakkı ihlal edilen kişiler için etkili bir iç hukuk yolu olarak 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile bireysel başvuru imkânı getirilmiştir. Anayasa Mahkemesi de başvuruları kabul etmeye başladığından bu yana makul sürede yargılanma hakkına dair çok sayıda karar vermiştir. Bu kararlarda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yerleşmiş içtihatları gözetilerek davanın karmaşıklığı, tarafların tutumu, yetkili makamların tutumu ve başvurucunun davanın hızla sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği ölçütlerinin kullanılmasıyla ihlal değerlendirmesi yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bu değerlendirme neticesinde makul sürede yargılanma hakkının ihlaline hükmedilen hallerde talep bulunması şartıyla, davanın niteliği, geçen süre, taraf sayısı gibi ölçütler çerçevesinde de manevi tazminata hükmedilmektedir. Anayasa Mahkemesi ve AİHM’nin içtihatları incelendiğinde makul yargılama süresi aşılmasına rağmen, başvurucunun yargılama sürecindeki kusur ya da ihmali, yargılama mercilerinin iş yükünde tahmin edilemeyen krize dayalı geçici bir yoğunluk, deprem ve sel gibi mücbir sebepler ve üçüncü kişinin davranışı nedeniyle yargılamanın uzaması hallerinde ise devletin sorumlu tutulmadığı görülmektedir. 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle yargının iş yükünün olağanüstü artışı ve bazı yargı mensupları ile personelinin meslekten çıkarılmaları davaların görülme süresini uzatacaktır. Ancak, devletin bu durum karşısında gerekli tedbirleri alması nedeniyle, Anayasa Mahkemesince makul sürenin tespitinde darbe teşebbüsünün olumsuz etkisinin gözetilmesi gerekecektir.Keywords : Anayasa Mahkemesi, Bireysel Başvuru, Makul Sürede Yargılanma Hakkı, Manevi Tazminat, 15 Temmuz Darbe Girişimi