- Yakın Doğu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Cilt: 9 Sayı: 2
- Risaletin Mekke Döneminde Hz. Peygamber’in Siyasi Hedefleri
Risaletin Mekke Döneminde Hz. Peygamber’in Siyasi Hedefleri
Authors : Korkut Dindi
Pages : 185-199
Doi:10.32955/neu.ilaf.2023.9.2.04
View : 99 | Download : 87
Publication Date : 2023-12-25
Article Type : Research
Abstract :Allah’ın elçi olarak seçip görevlendirdiği peygamberler, ilahî buyrukları insanlara tebliğ etmişlerdir. Peygamberlerin bu tebliğ sürecinde birtakım faaliyetleri, ilahî elçilik görevlerinin ve peygamberlik misyonlarının yanında liderlik ve devlet başkanlığı yönlerini de açığa çıkarmıştır. Böylece kimi zaman peygamberlik (dini otorite) ve hükümdarlık (siyasi otorite), Hz. Davud ve Hz. Süleyman peygamberlerde olduğu gibi tek bir şahısta birleşmiş, İslamî literatürde "hükümdar peygamber” tabiri teşekkül etmiştir. Nübüvvet zincirinin son halkasını teşkil eden, peygamberlerin sonuncusu Hz. Peygamber’in de hicret sonrası Medine’de icraatları ve siyasi faaliyetleri, aynı şekilde bir devletin vücut bulmasına imkân sağlamıştır. O, siyasi konjonktür gereği Medine’de peygamberlik ve devlet başkanlığı vazifelerini bir arada yürütmüştür. Dolayısıyla Medine’de ilk İslam toplumunun teşekkülü ve devletleşme sürecinde Hz. Peygamber’in siyasi hedeflerinin bulunduğu ve bazı uygulamalarının da bu hedeflere yönelik olduğu muhakkaktır. Ancak Mekke döneminde risaletle eş zamanlı olarak Resûlullah’ın siyasi hedeflerinin bulunup bulunmadığı ise muğlaktır ve bu konuda henüz etraflıca yapılmış müstakil bir çalışma bulunmamaktadır. İşte bu makale, literatür taraması yöntemiyle klasik kaynaklar ve rivayetler ışığında Hz. Peygamber’in, İslam’a davetin yanı sıra risaletinin Mekke döneminde siyasi hedeflerini ve bu hedeflerin gerçekleşip gerçekleşmediğini İslam öncesi siyasi ortamla bağlantılı olarak ortaya koymayı amaçlamaktadır. Yapılan araştırma neticesinde Hz. Peygamber’in dini, içtimai, ahlaki esaslara dayalı bir İslam toplumu oluşturma ve devlet kurma arzusunu, risaletinin ilk yıllarından itibaren dile getirdiği, esas gayesi ve misyonu olmamakla birlikte bütün Arapları kapsayan tevhit merkezli bir yapı oluşturmayı hedeflediği ve bu hususta muhataplarını teşci ettiği görülmektedir. Gerek bağımsız kabileler halinde yaşayan Arapların Hz. Peygamber’e itaat etmelerinde ve gerekse de Arap yarımadasının büyük bir kısmında siyasi ve içtimai birliğin sağlanmasında din ve risalet kadar onun stratejik hedeflerinin de etkili olduğu anlaşılmaktadır. Himyerîler, Lahmîler, Gassânîler, Sâsânîler ve Bizanslılar gibi devletlerle siyasi ve ticarî ilişkileri bulunan Kureyş kabilesi içerisinde yetişen Hz. Peygamber’in, Mekke devrinde muhataplarının da ilgi, talep ve hayalleri doğrultusunda bir takım yakın ve uzak hedefler koyduğu görülmektedir. "Kâbe ve Mekke’nin idaresini ele geçirme", "Arap yarımadasında güçlü bir merkezi otorite kurma”, "Araplar üzerindeki Bizans ve Sâsânî baskılarını ortadan kaldırma”, "Kisra ve Kayser’in mülküne varis olma” şeklinde sıralanabilecek bu hedeflerinin de genel olarak Arap yarımadasında özel manada ise Hicaz bölgesinde güçlü bir merkezî otoritenin bulunmamasıyla ilişkili olduğu açığa çıkmaktadır. Hz. Peygamber’in, çeşitli zorluklar ve yoğun baskılar karşısında özelde müslümanların genelde ise Kureyş ve Hicaz Araplarının moral ve maneviyatını yükseltmek amacıyla belirlediği yakın hedefleri, risaletin Medine döneminde gerçekleşmiş; "Kisra ve Kayser’in mülk ve hazinelerine sahip olma, Bizans ve Sâsânî topraklarını ele geçirme” gibi uzak hedefleri ise vefatından hemen sonra Hulefâ-yi Râşidîn döneminde vuku bulmuştur.Keywords : İslam Tarihi, Siyer, Hz. Peygamber, Mekke Dönemi, Risalet, Siyasi hedef