- Yakın Doğu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Vol: 8 Issue: 2
- Zerdüştîlik ve İşrâkîlikte İnsân-ı Kâmil Örneği: Keyhüsrev
Zerdüştîlik ve İşrâkîlikte İnsân-ı Kâmil Örneği: Keyhüsrev
Authors : Mehmet Mekin MEÇİN
Pages : 258-274
Doi:10.32955/neu.ilaf.2022.8.2.07
View : 8 | Download : 3
Publication Date : 2022-12-25
Article Type : Research
Abstract :Din, düşünce, sanat, edebiyat, müzik, hikmet, irfan ve felsefe gibi alanlardaki yenilikler ve ortaya çıkarılan ürünler, insan medeniyet destanının ortak ürünleridir. Bu ürünlerin tamamına yakını, tarih boyunca insanlığın ortak mirasına dayanan zincirleme ve birikimli çabalarının sonucudur. Yine her düşünür kendinden önceki düşünürlerin mirasını yorumlayarak, yenileyerek, güncelleyerek ve eklemeler yaparak kendi düşünce sistemini kurmuş ve temellendirmiştir. Nitekim her ardıl, selefinden aldığı güç ve ilhamla yola çıkmış, eleştiri ve katkılarıyla önceki medeniyetlerin mirasını temellendirmiş ve derinleştirmiş ya da rotasını ve kıblesini değiştirmiştir. Bu bakımdan her bilge insanlığın medeniyet destanının devasa birikiminden oluşan \"filin sırtındaki serçe\" olduğu ifade edilmiştir. Çünkü insanın derinliklerinde asla sönmeyen metafizik aşk ateşi, onu doruklara çıkarmaya, insanüstü mitolojiler üretmeye, mitik karakterler yaratmaya, ilahi niteliklere bürünmeye, mükemmel insan veya tanrısal idol ve peygamber karakterler yaratmaya yöneltmiştir. Bunu başarmak için insan, Tanrı’ya öykünmüş, bu soğuk ve karanlık yeryüzünde bir nurlu âlem, bir güneş şehri, bir kutsal harem, bir ideal yer, bir erdemliler şehri (el-medînetü’l fâzıla) veya Tanrı şehri kurmaya teşebbüs etmiştir. Bu çerçevede İran tarihi, dini ve entelektüel açıdan incelendiğinde, insanın bu metafizik aşkı sayesinde İran’ın köklü ve arkaik bir geleneğe sahip olduğu görülmektedir. Bu köklü geleneğin büyük kriz ve şoklarda dahi varlığını koruduğu, tüm kesinti ve kopukluklara rağmen geleneksel İran ruhunu kaybetmediği anlaşılmaktadır. Geleneksel İran bilgeliği gömlek değiştirerek, her değişim ve dönüşümde kendini yenileyerek ve güncelleyerek, ancak her zaman geleneksel ruhunu besleyerek ve ana kodlarını koruyarak bunu başarmıştır. Nitekim İran, dünya fatihi İskender\'in yaydığı Yunan felsefesini Helenizm\'e, haşin Moğol şahlarını mutasavvıflara, Tanrı merkezli güçlü Sami geleneğini insan merkezli Arya geleneğine, Sami peygamberlerini efsanevi Arya peygamberşahlarına çevirmiştir. Bu çerçevede İran bilgeliği, Zâl\'ı Ali\'ye, Hüseyin\'i Rüstem\'e, Turan savaşlarını Kerbela edebiyatına ve son tahlilde İslam\'ı Şiiliğe dönüştürerek kendi geleneksel kodlarına dayalı bir İslam-i İrani kurmuştur. Bu makalenin konusu Kadim İran mitik ve dini geleneğinde geçen insan-ı kâmil örneği Keyhüsrev’dir. Tanrısal karizma, görkemli nur ve büyülü doğa olarak ifade edilen hurra sahibi İranlı mitik peygamberşahların en önemlisi kabul edilen Keyhüsrev’in özellikle Zerdüştîlik ve İşrâkîlik metinlerinde kazandığı merkezi konumun çalışma boyunca izi sürülmüştür. Bu çalışmada fenomenolojik metot takip edilmiş ve her iki dinsel ve düşünsel ekolün ideal insan-ı kâmil portresini teşkil eden Keyhüsrev’in karakteristik nitelikleri ortaya konmuştur. Çalışmanın amacı Zerdüştîlik ve İşrâkîlik ve Zerdüştîlikte yetkin insanın en önemli örneği sayılan Keyhüsrev’in niteliklerine dikkat çekerek ezeli ve ebedi hikmet (el-hikmetu’l ‘atika, el-hikmetu’l ezeliye), ezeli maya (el-hamiretu’l ezeliye), aşkın bilgelik (el-hikmetu’l mute’aliye) ve değişmeyen hakikatin (el-hakikatu’s sabite) zamanlar üstü ruhunu yakalamaktır. Bu çalışmanın sonunda, sahip olduğu tanrısal karizma (hurra) sayesinde Keyhüsrev’in hem dünya yönetimini hem de manevi hükümranlığı birleştiren bir peygamberşah, nur-i Mumammedi taşıyan bir insan-ı kâmil, bütün zamanların yöneticilerine örneklik teşkil eden ideal bir hükümdar olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu çalışmayla, Keyhüsrev’in doğum öncesinde yaşadıkları, doğum sonrası başına gelenler, yetişme şekli, hükümdarlığa geliş biçimi, adil ve başarılı dünya yönetimi gibi maceralarla dolu hayatının yanı sıra, özellikle güç ve iktidarın zirvesindeyken uzlete çekilmeyi iradesiyle seçmesi ve göğe yükselerek miraçla gözlerden kaybolması, onu, ölümlü insana ölümsüzlük yolunu göstermiş olan tarihin en cazip ve en sıra dışı karakterlerinden biri haline getirdiğine ışık tutulmuştur.Keywords : Dinler Tarihi, Zerdüşt, Sühreverdi, Keyhüsrev, Hurra, İnsan-i Kamil