- Uluslararası Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi Dergisi
- Vol: 1 Issue: 2
- Türkçenin Ana Dili Olarak Ediniminden Yabancı Dil Olarak Öğretimine Yöntem Çıkarımı
Türkçenin Ana Dili Olarak Ediniminden Yabancı Dil Olarak Öğretimine Yöntem Çıkarımı
Authors : Tarık Demir
Pages : 117-124
View : 21 | Download : 12
Publication Date : 2018-12-30
Article Type : Research
Abstract :Normal 0 21 false false false TR X-NONE X-NONE /* Style Definitions */ table.MsoNormalTable {mso-style-name:"Normal Tablo"; mso-tstyle-rowband-size:0; mso-tstyle-colband-size:0; mso-style-noshow:yes; mso-style-priority:99; mso-style-parent:""; mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt; mso-para-margin:0cm; mso-para-margin-bottom:.0001pt; mso-pagination:widow-orphan; font-size:10.0pt; font-family:"Cambria",serif;} Ana dili edinimi ile yabancı dil öğreniminin birbirinden çok farklı olduğu kabul edilir. Ancak zihnin yeni bir iletişim aracı ile karşılaştığında ana dildeki gibi işlediği tahmin edilmektedir. Çünkü iki süreçte de anlaşma sistemini kavramanın, kazanmaya çalışmanın tetikleyicisi kendini ifade edebilme ihtiyacıdır. Üstelik iki süreçte de birey, anlaşma sistemini çözmüş kişilerin dil araçlarını kullanış biçimlerini gözlemler, taklit eder ve aldığı dönütlere göre pekiştirir ve gerekli kodlamaları yaparak dili edinir/öğrenir. Ana dilinin kazanılması sürecindeki bu benzerlikler yabancı dil edinimi kavramını ve buna bağlı tanım ve tartışmaları ortaya çıkarmıştır. Krashen(1983), dil edinimi için bütün şartlar mükemmel olsa dahi yeterince dinleme yapmayan anlamlı mesajlara maruz kalmayan kişilerin konuşamayacağını, dili edinemeyeceğini söyler. Dil öğrenicisinin mutlaka "sessiz dönem” denilen bir "kuluçka” yaşaması gerektiğini vurgular ve bu dönemde kişinin hedef dille örülmüş ortamda "anlamlı mesajlarla” iç içe olması gerektiğini söyler. Bu teoriden hareketle dillerin ana dili olarak edinimindeki sürecin dikkatle incelenmesi ve olabildiğince bu sürece uygun bir sıra ile dilin yabancı dil olarak edindirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Yabancı dil öğretiminin ana dilinin edinimindeki gibi dinleme/izleme yoğun bir sistemle başlatılması hâlinde daha kalıcı öğrenmeler gerçekleşeceği ve özelikle telaffuz sorunlarının azalacağı öngörülmektedir. Ancak mevcut dil öğretim programlarında bireyin aynı anda dinlemesi, konuşması, okuması ve yazması istenmektedir. İkinci dil öğretiminde, edinime benzer bir sistemle aktarım gerçekleştirildiğinde öğretim/öğrenim süreçlerinin daha başarılı olabileceği öngörülmektedir. Çünkü TÖMER’lerden mezun olan öğrencilerin özellikle üretim becerilerindeki sorunlar diğer becerilere kıyasla daha fazladır. Çalışmanın çıkış noktası tam olarak burasıdır. "Yabancı dil öğretiminde öğrencinin maruz bırakıldığı becerilerin bir bütün olarak mı sunulması gerekir yoksa kaygı düzeyi, ihtiyaçları ve dil edinim sırası gözetilerek becerilerin kazandırılmasında tamamen birbirinden soyutlanmaksızın bir sıra ile mi sunulması gerekir?” Bu soruya bir cevap oluşturabilmek ve bu konuyu tartışmaya açmak temel amaçtır.Keywords : Yabancı dil, ana dili, öğretim, edinim, yöntem