- Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi (UKSAD)
- Vol: 4 Issue: 2
- Bireysel ve Toplumsal Boyutlarıyla İslam’da ‘İhsan’ Erdemi
Bireysel ve Toplumsal Boyutlarıyla İslam’da ‘İhsan’ Erdemi
Authors : İhsan Çapcıoğlu, Mehmet Akın
Pages : 640-649
View : 4 | Download : 3
Publication Date : 2018-12-29
Article Type : Research
Abstract :İyilik, yaratılışta insan doğasında var olan özsel değerlerin başında gelir. Ancak her potansiyel yetenekte olduğu gibi, insandaki özsel iyilik potansiyelinin de harekete geçirilmesi gerekir. Kur’an-ı Kerim’de, "birr”, "maruf” ve "ihsan” gibi iyilik anlamına gelen pek çok kavramın kullanıldığı görülmektedir. "Birr”, dünyada ve ahirette Allah’ın hoşnutluğunu kazanmaya yönelik erdemli davranışları içeren iyilikler anlamına gelir ve "ihsan”dan daha geniş bir iyiliğe göndermede bulunur. "Birr”, ihsanı da içine alan daha geniş bir iyiliktir. Bu anlamda, her "birr” ihsandır, fakat her ihsan "birr” değildir. İhsan, bireyin Allah’ın her an kendisini gördüğünün bilincinde olarak, bir işi ya da görevi özveriyle en güzel şekilde yapması ve karşılıksız iyilikte bulunmasıdır. "Maruf” ise, "ihsan” ve "birr”i de içine alan anlam genişliğine sahiptir. Çünkü maruf, sadece iyilikte bulunmayı değil, aynı zamanda terk edilmesi gerekenleri terk etmeyi de içerir. Bu anlamıyla maruf, insanın Allah’a yakınlaşma niyetiyle yaptığı her türlü emri/işi/görevi ve yine bu niyetle yapmaktan kaçındığı her türlü yasağı/münkeri içine alır. Bununla birlikte makalemizde, söz konusu kavramlar arasında İslam geleneğinde geniş bir kullanım alanına sahip bulunan "ihsan” kavramı üzerinde duracağız. Zira "ihsan”, Kur’an-ı Kerim’de çeşitli türevleriyle yüze yakın âyette geçen kuşatıcı ve zengin bir anlam evrenine sahiptir. Bu ayetlerde hem Allah'a hem de insanlara nispetle kullanılan "ihsan” kavramı; "başkalarına iyilik etmek” (Yûsuf, 12/23, 100; İsrâ, 17/23) ve "bir işi/eylemi/görevi en iyi şekilde ve hakkıyla yapmak” (Bakara, 2/112; Nisâ, 4/125) anlamlarında kullanılmıştır. İhsanın Allah’a nispet edildiği durumlarda, O’nun kusursuz yaratıcılığını (Secde, 32/7; Tegâbün, 64/3) ve kullarına karşı cömertliğini (Kasas, 28/77; Talâk, 65/11) ifade ettiği görülmektedir. İnsana nispet edildiğinde ise, onun Allah karşısında duyduğu derin saygı, bağlılık ve itaat duygusu ile birlikte, bu duygunun sonucu olan iyi/güzel iş ve davranışları kapsadığı ( Nahl, 16/30; Yûnus, 10/26) anlaşılmaktadır. Ayrıca Kur’an’da ihsan kavramının, öfkesini yenme, affetme, hoşgörü, sabır (Âl-i İmrân, 3/134–135; Mâide, 5/13; Hûd 11/115; Yûsuf, 12/90) aşırılıktan sakınma, kararlılık ve cesaret (Âl-i İmrân, 3/147–148), tokgözlülük ve cömertlik (Bakara, 2/236; Âl-i İmrân, 3/134) gibi ahlaki erdemlerle ilişkilendirildiği görülmektedir. İhsan, söz konusu erdemler arasında başat bir niteliğe sahip olup, Hz. Peygamber’in hadislerinde de benzer kullanımlara konu olmuştur. Bu çerçevede, "Cibril hadisi” olarak bilinen hadiste geçen, "İhsan Allah'ı görür gibi kulluk etmendir; çünkü sen O’nu görmesen de O seni görmektedir” ifadesi, literatürde ihsanın en güzel tanımı kabul edilmiştir. Bu çerçevede çalışmamızda, İslam literatüründe "ihsan” kavramının söz konusu sosyo-teolojik bağlamından hareketle, bireysel ve toplumsal yansımaları üzerinde durulacaktır.Keywords : İyilik, İhsan, İslam, Kişilik