- Uluslararası Afro-Avrasya Araştırmaları Dergisi
- Special Issue: Migration Special Issue
- THE MANAGEMENT OF CLIMATE-INDUCED MIGRATION IN THE CONTEXT OF HUMAN RIGHTS: NEW ZEALAND – PACIFIC IS...
THE MANAGEMENT OF CLIMATE-INDUCED MIGRATION IN THE CONTEXT OF HUMAN RIGHTS: NEW ZEALAND – PACIFIC ISLANDS CASE
Authors : Özden Öz
Pages : 71-84
View : 7 | Download : 2
Publication Date : 2020-12-30
Article Type : Research
Abstract :Dünyayı küresel olarak şiddetli biçimde etkileyen Covid-19 krizinin ardından, küresel konsepti gerek siyasal gerek toplumsal düzeyde popülarite kazandı. Covid-19 kriziyle birlikte gündemde daha fazla yer kaplayan ve çeşitli ekonomik, sosyal, siyasal sonuçlara gebe olan diğer küresel kriz ise iklim değişikliği. Bu yönden iklim değişikliği tek boyutlu bir mesele değil; göç, sosyal-kamusal politikalar, insan hakları gibi başlıklarla ilişkili olarak ele alınmalı. Tahminler gelecek birkaç on yıl içinde milyonlarca insanın iklim değişikliğinden kaynaklı zorunlu göç riskiyle karşı karşıya kalacağını gösteriyor. Ancak iklim değişikliği ile göç arasında direkt bir ilişki olmamakla birlikte, insan haklarına erişim yoksunluğu da iklim kaynaklı göçte önem taşıyor. Bu nedenle çevre hukuku, insan hakları, göç hukuku arasındaki karşılıklı ilişki anlamına gelen (Corendea, 2018) uluslararası hibrit hukuk kavramı hesaba katılmalı. İklim değişikliği konusunda sadece azaltım politikalarının krizi kontrol altına almadaki yetersizliğinden hareketle adaptasyon stratejileri de göz önüne alınmalı. Bu yolla iklim değişikliğinin teknik boyutuyla birlikte sosyal ve politik boyutu da değerlendirilmeli. Bugün, uluslararası aktörler iklim kaynaklı göçe yönelik politikaların geliştirilmesi konusunda hantal. Diğer yandan, iklim değişikliğinden derinden etkilenen Pasifik Adalılara yönelik Yeni Zelanda’nın başlattığı insani vize ilk kez bir ulus devlet tarafından atılan önemli bir adım. Ancak, çok geçmeden, Yeni Zelanda mülteci olma durumunun Pasifik Adalıların son çaresi olduğunu anlayarak bu planın iklim göçünde etkin bir politika olmadığını kavradı. Bu kapsamda ODA programını devreye sokan Yeni Zelanda başlıca iklim değişikliği, sürdürülebilirlik, yenilenebilir enerji, bölgesel güvenlik, insan hakları üzerine Pasifik Adalarına yatırım planları geliştirerek iyi yönetişim örneği sergiliyor. Bu durum iklim krizinin yönetiminde önleyici bölgesel adaptasyon stratejilerinin önemini gösteriyor. Bu sayede iklim kaynaklı göçün öznelerinin önceliklerini önemseyen, insanı merkeze alan iklim göçü politikalarının daha verimli olduğu anlaşılıyor. Bu noktada, iklim değişikliğine karşı yapılan ikili anlaşmalar enstrümantal rol oynayabilir. Ayrıca bölgesel kültürel, toplumsal, coğrafi farklılıkların varlığının tanınması anlamında bölgesel politikalar daha cazip görünüyor. Buradan hareketle, bölgesel politikalar küresel politikaların verimliliğini de arttırabilir.Keywords : İklim Kaynaklı Göç, İklim Değişikliği, Adaptasyon Stratejileri, İnsan Hakları