Genetic Diversity in Turkish Honey Bees
Authors : Deborah R. Smith
Pages : 10-17
View : 8 | Download : 6
Publication Date : 2002-08-27
Article Type : Review
Abstract :Apis mellifera morfoloji ve genetik karakterler bakımından farlılık göstermektedir. Enzim ve mitokondri DNA (mtDNA) farklılıklarının incelenmesi balarılarında genetik ve coğrafik farklılıkları göstermede oldukça yararlı metodlardır. MtDNA farklılıkları 4 arı soyunu açığa çıkarmaktadır. Batı Avrupa, Doğu Avrupa, Afrika ve yeni açıklanan Ortadoğu soy kütüğüdür. Türkiye’de mtDNA çalışmaları Anadolu ve Kafkas arısının Doğu Avrupa’ya ait olduğunu göstermektedir. Trakya bölgesinde toplanan Anadolu ırkı numulerinin yaklaşık %86’sı Karniyol arısının genetik karakterlerini paylaşmaktadır. Errzurum’da toplanan arı numulerinin % 29, Muş, Bitlis, ve Van da %25 Kafkas ırkını temsil etmektedir. Hatay’dan alınan örneklerde %57 sinin Suriye arısıma ait olduğuna inanılmaktadır. Enzim farklılıkları Türkiye’de arılarda genetik farklılıklar açısından öğrenilecek çok şey olmasına rağmen bu farklılıklar değişik nedenlerle gezginci arıcılık, az sayıda, aynı kökenden gelen kraliçe arılar kullanılarak kaybedilmesi gibi ciddi bir tehlike söz konusudur. Türkiye coğrafik olarak Avrupa, Asya, ve Ortadoğunun birleşme noktasıdır ve sınırları içerisinde çok geniş bir iklim ve bölge yelpazesine sahiptir. Bu durum bio-coğrafik çalışmalar için ideal bir konum oluşturur. Bu yüzden tahmin edileceği gibi Türkiye`deki balarıları dış görünüş, davranış, ekoloji, ve hastalıklara direnç açısından önemli farklılıklar gösterir. Enzim ve mtDNA analizleri morfolojik sonuçlarla benzerlik göstermenin yanında yeni bilgiler de açığa çıkarmıştır. Ruttner (1988) Türkiye’de 4 arı ırkı önermiştir; Anadolu, Kafkas, Đran ve Suriye arısı. Kafkas arısı Kuzeydoğu Anadolu, Doğu Karadeniz kıyıları, Đran arısı Güneydoğu, Suriye arısı Güneydoğu ve Suriye ile sınır kısımlarında ve Anadolu arısının Trakya dahil Türkiye`nin geri kalan kısımlarında bulunduğunu belirtmiştir. Ruttner Kafkas, Anadolu, Ermeni ve Girit arılarını Oryantal grup içine almıştır. Fakat genetik çalışmalar Anadolu ve Kafkas arısının Doğu Avrupa grubu içinde Karniyol ve Đtalyan arıları ile C grubunda olması gerektiğini göstermiştir. Trakya bölgesindeki Anadolu arısı, Anadolu`daki Anadolu arısından bazı farklılıklar, Karniyol arısına ise benzerlik göstermiştir. Bu genetik farklılıklar arıcılıkta sorunları çözmenin, Ör. hastalıklara dirençli arı hatları geliştirmenin hammaddeleridir. Bu farklı ırkların kaybedilmesi durumunda işlenecek hammadde olmayacaktır. Türkiye’deki bal arılarının genetik farklılıkları daha yeni çalışılmaya başlanmıştır ve DNA çalışmaları daha ayrıntılı bilgilere ulaşmamızı sağlayacaktır. Bu genetik farklılıklar ekonomik yönden oldukça önemlidir. Çünkü her bölgenin kendi arısı o bölgenin ekolojik koşullarına adapte olmuş, ve bölgesinde nasıl hayatta kalabileceğini bilen arılardır. Yeni ulaşım vasıtaları ve gezginci arıcılık Ör. Varroa gibi hastalıkların çok hızlı bulaşmasına neden olmuş ve farklı bölgelerin arısı yeni bölgedeki iklime uyum sağlamasının zorluğu yanında yeni bölgedeki hastalık ve arı zararlıları ile mücadelesi oldukça zordur. Bugün Türkiye arılarının genetik farklılıkların belirlenmeden kaybedilmesi riski bulunmaktadır.Keywords : Apis mellifera alt-türleri, Türkiye balarıları, Allozyme, mtDNA