- Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi
- Vol: 19 Issue: 2
- Tasavvufi İzlekler Açısından Necip Fazıl’ın Şiirleri Üzerine Kavramsal Bir Okuma Denemesi
Tasavvufi İzlekler Açısından Necip Fazıl’ın Şiirleri Üzerine Kavramsal Bir Okuma Denemesi
Authors : Erdoğan Kul
Pages : 163-194
Doi:10.20296/tsad.85498
View : 23 | Download : 4
Publication Date : 2016-07-20
Article Type : Other
Abstract :Tasavvuf, İslamiyetin kabulünden sonra Türk edebiyatını besleyen en önemli kaynaklardan biri olmuştur. Sadece dinî düşünüş ve duyarlılığın ifade edilişi ile sınırlı tutulamayacak bu yönelim, gerek Divan şiirimize gerekse halk şiirimize yüzyıllar boyu kullanılan ve sağlam bir şiir dilinin oluşup zenginleşmesini sağlayan bazı sembolleri de kazandırmıştır. Edebî metinlerin estetik düzlemini hazırlayan ve şekillendiren bu düşünsel arka plan, Türk şiirinde izlediği tarihsel seyir bakımından dilde kalıcı izler bırakmış, Türkçenin şiirsel olanaklarını genişletmedeki katkısını günümüze kadar devam ettirmiştir. Bu yoğun etkinin Tanzimat dönemiyle birlikte sekteye uğradığı, şairlerin daha çok Batılı düşünce ve kaynaklara yöneldiği gözlenmekle birlikte özellikle Cumhuriyet döneminde tasavvufi düşünüş ve kavrayışla poetikasını oluşturan çok güçlü şairlerin yer yer kendilerini göstermesi de dikkati çeker. Bu şairler, aynı zamanda modern şiirin Batı edebiyatında izlediği seyri, kavuştuğu anlatım olanaklarını, ulaştığı estetik düzeyi de içselleştirerek tasavvufi kavramların şiirsel imgelem için sunacağı verilere yepyeni açılımlar kazandırmışlardır. Necip Fazıl, söz konusu şairler arasında da ilk akla gelendir. Onun şairlik serüveni, düşünsel ve yaşamsal çizgisiyle içli dışlıdır. 1934 yılına kadar bohem bir yaşantı süren, savruk ve sancılı bir düşünce dünyası olduğu görülen şair, bu yılı, kendisi için "milat” kabul etmektedir; çünkü o tarihte, bütün düşünce ve duygu dünyasını tasavvufi bir eğitim süreci içinde değiştirecek, dönüştürecek olan mürşidiyle, Nakşibendi tarikatı şeyhlerinden Abdülhakim Arvasi ile tanışır. Bu tarihten sonra şiirlerinin anlam evrenini ve beslendiği duyarlılığı da tamamen tasavvuf düşüncesine özgülemeye başlar. Varlık, olay ve olgulara bakışı ilahi vahdet (birlik) ekseninde şekillenirken, şiirleri de böylesi bir kavrayışın yansıdığı bir anlam kuruluşuna kavuşur. Sanat, onun için artık Allah’ı aramanın, ilahi birliği hissetmenin, tasavvufi deneyimleri yaşamanın yollarından biri olur; görünenin ardındaki görünmeyeni, perdelerin ardındaki hakikati, dünya ve evrenin düzenini sağlayan iradenin değişmez yasalarını, zıtların birliğini vb. kavrama ve ifade etme olanağı sunmasıyla işlevsellik kazanır.Keywords : Tasavvuf, Hakikat, Şiir, Necip Fazıl, Yeni Türk Edebiyatı.