- Türkiye Çocuk Hastalıkları Dergisi
- Vol: 16 Issue: 6
- Geç Başlangıçlı Pnömonili Yenidoğanlarda Perfüzyon İndeksi Hastalığın Şiddeti ve Prognozu Öngörülebi...
Geç Başlangıçlı Pnömonili Yenidoğanlarda Perfüzyon İndeksi Hastalığın Şiddeti ve Prognozu Öngörülebilir mi?
Authors : Kübra Güneş, Sevim Ünal, Aybüke Yazici, Betül Siyah
Pages : 481-486
Doi:10.12956/tchd.1014166
View : 25 | Download : 8
Publication Date : 2022-11-30
Article Type : Research
Abstract :Amaç: Pnömoni yenidoğanlarda sepsise neden olan önemli bir hastalık olup özellikle gelişmekte olan ülkelerde enfeksiyonlara bağlı ölümlerin çoğunluğunu oluşturmaktadır. Kliniklerde yaygın kullanılan nabız oksimetreler kalp atım hızı, arteriyal oksijen doygunluğu yanında perfüzyon indeksini (PI) de belirleyebilmektedir. Bu çalışmada geç başlangıçlı pnömoni (GBP) gelişen yenidoğanlarda PI’nin hastalığın şiddeti ve prognozunu belirlemedeki rolü;PI ile solunum destek ihtiyacı ve Silverman Anderson Retraksiyon Skorlaması(SAS) arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Bu prospektif çalışmada Aralık 2017 - Haziran 2018 arasında geç başlangıçlı pnömoni (GBP) tanılı 30 term yenidoğanın yatışında, tedavininin 24.saati ve taburculuğunda; kontrol grubunda ise 30 term sağlıklı yenidoğanın taburculuğunda 3 dakika boyunca 10 saniyede bir sağ üst ekstremiteden PI ölçümleri yapılmıştır.Veriler karşılaştırılarak PI’nin hastalığın şiddeti, prognozu, solunum destek ihtiyacı ve Silverman Anderson Retraksiyon Skorlaması (SAS) ile ilişkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bulgular: Olguların doğum ağırlığı ortalama çalışma grubunda 3570 g (2000-4600), kontrol grubunda 3610 g (2800–4100)olup aralarında fark yoktu (p>0.05). Gebelik yaşları ortalama çalışma grubunda 392/7 (365/7–413/7), kontrol grubunda 396/7 (373/7-405/7) hafta olup aralarındaki fark anlamlı değildi (p>0.05). Gruplarda kız/erkek oranı benzerdi. Yaş ortancası kontrol grubunda 9.5 (3-27), hasta grubunda 21 gün (5-28) olup hasta grubunda daha yüksekti (p<0.05). Ortanca kapiller dolum zamanı kontrol grubunda 1,7; hasta grubunda 1.6 saniye olup aralarında fark yoktu (p>0.05). Ortalama PI kontrol grubunda 2.3±0.9; çalışma grubunda yatışta 3.6±1.2, birinci gün 3.2±1.2, taburculukta 3.4±0.7’di. Çalışma grubunun yatış ve birinci gün PI değerleri, kontrol grubundan yüksekti (p<0.05). Hastalarda %50 bilateral, %30 sağ parakardiyak, %10 sol parakardiyak, %3.3 sağ alt lobda retiküler infiltrasyon vardı. Kan kültürlerinde alfa-hemolitik streptokok 1 (%3.3), Acinetobacter iwoffii 1 (%3.3); solunum yolu sekresyonlarında Solunum Sinsityel Virus 6 (%20), Coronavirüs 4 (%13.3), Rhinovirüs 2 (%6.7) ve İnfluenza A 1 (%3.3) olguda gösterildi. Serbest akış oksijen 17 (%56.7), hoodla oksijen 5 (%16.7), ısıtılmış nemlendirilmiş yüksek akışlı nasal kanül 1 (%3.3), nasal sürekli hava yolu basıncı 4 (%13.3), nasal aralıklı pozitif basınçlı ventilasyon 4 (%13.3) olguya uygulandı. Yatışta basınç ihtiyacı olanlarda PI daha yüksekti (p<0.05). Çalışma grubunda yatıştaki SAS ile PI arasında pozitif korelasyon saptandı (p=0.008). Yatış süresince PI düşen hasta sayısının arttığı saptandı. Sonuç: Yenidoğanlarda GBP’lerde hastalığın şiddeti, solunum destek ihtiyacı ve prognozun PI ile öngörülemediği; SAS ile PI arasında ilişki olmadığı gösterildi. Güvenilir veriler için daha çok olgu, hassas prob ve monitörlerle çalışma yapılması gerektiği sonucuna varıldı. Ayrıca, sağlıklı yenidoğanlarda PI’nin iyilik halini gösterme ve hayati tehlikeyi erken saptamadaki rolünün belirlenebilmesi için yeni çalışmalar yapılmalıdır.Keywords : Geç başlangıçlı pnömoni, Yenidoğan, Perfüzyon indeksi