- Türkiye Çocuk Hastalıkları Dergisi
- Vol: 15 Issue: 2
- Tip 1 Diabetes Mellitus’lu Çocuk ve Adolesan Hastaların Retrospektif Olarak Değerlendirilmesi: Tek M...
Tip 1 Diabetes Mellitus’lu Çocuk ve Adolesan Hastaların Retrospektif Olarak Değerlendirilmesi: Tek Merkez Deneyimi
Authors : Özlem Arman Bilir, Eda Mengen, Pınar Kocaay, Sadi Vidinlisan
Pages : 142-149
Doi:10.12956/tchd.845703
View : 15 | Download : 2
Publication Date : 2021-03-30
Article Type : Research
Abstract :Amaç: Tip 1 diabetes mellitus(DM), çocukluk çağı ve adolesan dönemde en sık görülen kronik endokrin hastalıklardan birisidir. Diyabetli çocuğun izlemi sırasında amaç; ketoasidoz ve hipoglisemi ataklarının oluşumunu engellemek, hastaların normal büyüme-gelişmesini sağlamak ve kronik komplikasyonların gelişimini önlemektir. Tüm bunları yaparken de çocuğun ruh sağlığının korunması sağlanmalıdır. Bu çalışmada, kliniğimizde takip edilen Tip 1 DM’li çocuk ve adolesan hastaların hastane dosyalarını geriye dönük olarak olarak inceleyerek mevcut durumlarını değerlendirmeyi ve gelişen kronik komplikasyonları tespit etmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntemler : Bu çalışma, Sağlık Bakanlığı Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Pediyatrik Endokrinoloji pokliniğinde en az 1 yıllık takibi olan tip 1 DM tanılı olgular ile yapılmıştır. Olguların dosyaları geriye dönük olarak incelendi; fizik muayene bulguları, cinsiyet, yaş, diyabet tanısı konulan yaş , diyabet süresi, kullandıkları insülin miktarı (Ü/kg), kullandıkları insülin rejimi, kan lipid düzeyleri, son bir yıllık HbA1c değerleri, eşlik eden otoimmün hastalıklar ve son retinopati kontrolleri kaydedilmiştir. HbA1c % 6.5-7.5: İyi kontrollü diyabet, HbA1c % 7.6-9: Orta kontrollü diyabet, HbA1c > %9: Kötü kontrollü diyabet olarak kabul edilmiştir. Nefropati değerlendirmesi için mevcut olan olguların, 24 saatlik idrar ve 24 saatlik tansiyon monitorizasyonu sonuçları kaydedilmiştir. Bulgular: Çalışmaya alınan 204 olgunun 112’si kız, 92’si erkekti. Hastaların yaş ortalaması 13.1 ± 3.82 yıl, diyabet tanısı aldıkları yaş ortalaması 7.66 ± 3.81 yıl, ortalama hastalık süreleri 5.52 ± 3.37 yıldı. Kullanılan insülin miktarının yaşla birlikte arttığı ancak yaş grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı bulundu. Çalışmaya dahil edilen hastaların HbA1c değerleri % 5.6-14.75 arasında, ortalama % 8.52 ± 1.49’dı. 10 yaşından küçük hastaların HbA1c düzeyi hem 10-15 yaş grubundan (p = 0.002) hem de 15 yaş üstü gruptan (p = 0.008) daha düşük bulundu. 5 yıldan az süren diyabetik olan hastalarda HbA1c düzeyi, hem 5-10 yıl süredir diyabetik gruptan (p = 0.004) hem de 10 yıldan uzun süredir diyabetik olan gruptan (p = 0.018) anlamlı olarak daha düşük bulundu. Tip 1 diyabetli olgulara en sık eşlik eden otoimmün hastalıklar otoimmün tiroid hastalığı (%13.7) ve çölyak hastalığı (% 4.9) olarak bulundu. Retinopati saptanan olgu yoktu. Yüz kırk altı olguda, 24 saatlik idrar toplandı ve glomeruler filtrasyon hızı(GFH) hesaplandı. Bu olguların % 29.5’inde GFH yüksek saptandı. Glomeruler filtrasyon hızı yüksekliği olan hastalar Evre 1 diyabetik nefropati olarak değerlendirildi. Yüz kırk altı olguda mikroalbumin düzeyleri incelendi ve %29.5’inde mikroalbuminüri saptandı. Diyabet süreleri ile GFH ve mikroalbuminüri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. Hastalık kontrolüne göre yaşam içinde kan basıncı izleme(YİKBİ) parametreleri değerlendirildiğinde iyi–orta kontrol grubu ile kötü kontrol grubu arasında hipertansiyon açısından istatiksel olarak anlamlı fark görülmedi. Sonuç: 10 yaşın üzerindeki hastalarda HbA1c değerlerinin yüksek olması, diyabetik adolesan hastaların yönetiminin daha dikkatli yapılması gerektiğini düşündürmektedir. Glomeruler filtrasyon hızı hesaplanan grupta yüksek oranda evre 1 nefropati tespit edilmiş olması diyabetik nefropatinin erken tanınması ve tedavisinin planlanması için hastaların 24 saatlik idrar analizi ile taranmasının önemini göstermiştir. Hastalarımızın % 89.2’nin orta-kötü kontrol grubunda olması takiplerimizin daha titizlikle yapılması gerektiğini, bu hastaların kan lipid düzeylerindeki yüksekliğinin kardiyovasküler hastalıklar açısından önemli risk faktörü olduğu akılda tutulmalıdır. Diyabet izlemi titizlikle ve deneyimli bir ekiple yapılmalıdır. Gelişebilecek komplikasyonların büyük bir bölümü, iyi bir izlemle önlenebilen durumlardır. İyi bir izlem çocuğun fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı bir birey olmasını sağlayacaktır.Keywords : tip 1 diyabetes mellitus, diyabetik komplikasyonlar, Takip