- TÜBA-AR Türkiye Bilimler Akademisi Arkeoloji Dergisi
- Issue: 16
- ÖNTARİH VE KLASİK DÖNEMLERDE AMASYA: GÜNCEL ARKEOLOJİK BULGULAR
ÖNTARİH VE KLASİK DÖNEMLERDE AMASYA: GÜNCEL ARKEOLOJİK BULGULAR
Authors : Şevket Dönmez
Pages : 1621-1656
View : 9 | Download : 0
Publication Date : 2013-01-01
Article Type : Other
Abstract :Amasya ili sınırlarının kapladığı alan içinde büyüklü küçüklü çok sayıdaki höyüklerle karakterize olan Öntarih yani Protohistorik Dönem yerleşimleri bulunmasına karşın, kent merkezinin ilk olarak ne zaman ve kimler tarafından iskan edildiği bilinmemektedir. Hitit Krallığı Dönemi'nde, Marassantiya Kızılırmak Kavsi İçi ve yakın çevresine lokalize edilen Hatti Ülkesi sınırında olduğu anlaşılan Amasya, Yukarı Ülke'nin bir parçasıydı. Yukarı Ülke'nin en önemli kentlerinden Hakmis olduğu düşünülen kent merkezi ve Harşena Kalesi'nde bugüne değin bu durumu kanıtlayacak bir arkeolojik bulgu ele geçmemiştir. Son yıllarda artan arkeolojik araştırmalar, Amasya'nın erken yerleşimlerinin Kızlar Sarayı Mevkii ve güneyindeki teraslarda kurulmuş olabileceğine işaret etmektedir. 2009 yılında İstanbul Üniversitesi adına Yrd.Doç.Dr. E. Emine Dönmez başkanlığında bir ekip tarafından Harşena Kalesi'nde başlatılan sistematik arkeolojik kazılar, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin yanı sıra, Amasya'nın Öntarihi ile ilgili yeni ve önemli bulgulara ulaşılmasını sağlamıştır. Anadolu'nun en önemli antik yazarlarından Herodotos'un Amasya'dan bahsetmemiş olması, MÖ 5. yüzyılda Kızlar Sarayı merkezli yerleşmenin dikkat çekici özelliklere sahip olmadığını göstermektedir. Kazılarda ele geçmiş olan bitkisel ve geometrik motiflerle bezenmiş boya bezekli çanak-çömlek parçaları ile İskit tipi mahmuzlu tunç okuçlarının varlıkları, Herodotos'un yaşadığı dönemde, Kızlar Sarayı Mevkii'n-de politik olarak Akhaimenid Pers egemenliğinde, geleneksel olarak ise Phryg kültürü etkisinde bir yerleşmenin olduğunu kanıtlamaktadır. MÖ 3. yüzyılda Pontos Krallığı'nın kurulması ile başlayan süreçte inşasına başlandığı anlaşılan ve Strabon'un krallara ait olduğunu belirten ifadesi nedeniyle "Kral Kaya Mezarları" olarak ün yapan anıt mezarlar ve sağlam surlarla karakterize olan Kızlar Sarayı Mevkii ile yamaçlarının Yeşilırmak'a ulaşan kademeli ve yumuşak topografyası, söz konusu alanın erken yerleşim için jeostratejik konum ve savunma temelinde tercih nedeni olduğunu göstermektedir. En eski iskândan, günümüz yerleşmesine uzanan tarihsel süreç içinde Amasya'nın sürekli bir şekilde aynı alanda yaşamış olması, kale ve çevresindeki kimi kalıntıların yeniden kullanımları temelinde onarımlarla ayakta kalmasına olanak sağlarken, pek çok antik dönem kentsel ögesinin toprak altında kalmasına ya da yok olmasına yol açmıştır. Bu bağlamda kentin topografyasının Hellenistik ve Roma dönemleri ile Geç Antik Çağ ve Ortaçağ'da çok fazla değişmediği anlaşılmaktadır. Geç Antik Çağ'dan 17. yüzyıla uzanan süreçte, kentin özellikle Yeşilırmak'ın güney kıyısı boyunca uygun zemin bularak büyüdüğü, mahallelerin kent surlarının dışına doğru genişlediği ve nehrin iki kıyısını birbirine bağlayan köprülerin sayısının buna koşut olarak çoğaldığı anlaşılmaktadır. Evliya Çelebi'nin 17. yüzyılda kent ile ilgili bildirdiği hususların Strabon'un aktarımları ile kabaca uygunluk göstermesi, kentin değişmeyen topografyasını ifade etmektedir.Keywords : Amasya, Harşena Kalesi, Kızlar Sarayı, Demir Çağı, Hellenistik Dönem