- Tefsir Araştırmaları Dergisi
- Vol: 6 Issue: 1
- Kehf Sûresinde Geçen Hz. Mûsâ ile Bilge Kul Kıssası Üzerine Bir Değerlendime
Kehf Sûresinde Geçen Hz. Mûsâ ile Bilge Kul Kıssası Üzerine Bir Değerlendime
Authors : Nurettin Çiftçi
Pages : 78-99
Doi:10.31121/tader.1067629
View : 9 | Download : 2
Publication Date : 2022-04-30
Article Type : Research
Abstract :Kıssalar Kur’ân muhtevasının üçte birine tekabül etmektedir. Bu kıssaların her bir kesiti bir mesaj verdiği gibi birçok ders ve ibret içermektedir. Ancak İslam alimlerinin bunlarla yetinmeyip kıssalarda geçen olaylardan hukuk kaideleri çıkardıkları ve onları kelâmî mevzular için delil olarak kullandıkları da görülmektedir. Bu anlamda üzerin-de en fazla fikir yürütülen kıssalardan biri de Kehf 60-82. âyetlerinde geçen Hz. Mûsâ ile Bilge Kul kıssasıdır. Bilge Kul’un kimliği, kendisine verilen "İlm-i ledün” ve onun yaptığı işler üzerinde farklı değerlendirmeler yapılmıştır. Tefsir ve hadis kaynaklarında Bilge Kul’un adının Hızır olduğu konusunda bir ittifak olmakla birlikte onun nebî, insan ya da melek olduğu; İlm-i ledün’ün de ilahî vahiy veya keşf ve ilham olduğu şeklinde farklı görüşler ileri sürül-müştür. Kıssada Bilge Kul’un bindikleri gemiyi delmesi, rastladıkları bir çocuğu öldürmesi ve kendilerine yemek vermeyen bir şehirde yıkılmaya yüz tutmuş bir duvarı örmesi şeklinde üç önemli olay meydana gelmiştir. Hz. Mûsa, Bilge Kul’un bu yaptıklarına sabretmeyip, birinci olayda "لَقَدْ جِئْتَ شَيْئًا اِمْرًا/Gerçekten sen çok tehlikeli bir iş yaptın!”, ikincisinde "لَقَدْ جِئْتَ شَيْئًا نُكْرًا/ Doğrusu sen çirkin bir iş yaptın", üçü¬ncüsünde de "لَوْ شِئْتَ لَتَّخَذْتَ عَلَيْهِ اَجْرًا/İsteseydin bu iş için bir ücret alırdın” şeklinde her bir olay için farklı bir ifade kullanarak itiraz etmektedir. O da yaptıklarının sebebini anlatırken öncelikle bu işlerin hiçbirini kendiliğinden yapmadığını vurgula-yarak birinci olay için "اَرَدْتُ/ben istedim”, ikincisi için "اَرَدْنَا/biz istedik”, üçüncüsü için de "أَرَادَ رَبُّكَ/Rabbin istedi” demektedir. Kıssa bir bütün olarak ele alındığında, şeriat sahibi bir resul’un tabi olduğu kişinin bir nebî veya bir beşer olmasından ziyade bir melek olduğunu; İlm-i ledün’ün de Allah’ın sorgulanamayan kulları olan meleklere verdiği vahiy olabileceği ihtimalinin daha güçlü olduğunu ortaya koymaktadır. Gerek Hz. Mûsâ’nın olaylara tepki-sinde, gerekse de Bilge Kul’un olayların sebebini anlatırken farklı ifadeler kullanmaları da dikkat çekicidir. Kur’ân’ın bu şekilde farklı ifadeler kullanması onun anlatım zenginliğinden ve üslup güzelliğindendir. Ayrıca Bilge Kul’un olumsuz şeyleri kendi nefsine olumlu olanları rabbine nispet etmesi de Rabbine karşı takındığı âdâp ile alakalıdır.Keywords : Tefsir, Kur’ân kıssaları, Hz. Mûsâ, Bilge Kul, Ledünnî ilim, irade.