- Tarih ve Gelecek Dergisi
- Vol: 4 Issue: 1
- The Natural Catastrophes Between 18th And 19th Centuries in the Ottoman Empire in Anatolia
The Natural Catastrophes Between 18th And 19th Centuries in the Ottoman Empire in Anatolia
Authors : Ibrahim Yilmazçelik
Pages : 8-37
Doi:10.21551/jhf.407939
View : 12 | Download : 5
Publication Date : 2018-04-17
Article Type : Research
Abstract :İnsanların kendi iradeleri dışında gerçekleşen ve meydana geldikleri dönemlerde toplumun sosyal ve ekonomik dengelerini alt-üst eden hadiselere genelde tabiî afetler adı verilmektedir. En geniş manasıyla " Afet ”, insanlara zarar veren olaylardır. Biraz daha dar kapsamlı olarak da, doğanın sebep olduğu yıkımdır. Afet türlerini beşerî ve tabii olarak ikiye ayırmak mümkündür. Ancak doğrudan insan eliyle meydana getirilmiş afetler üzerinde bu çalışmada durulmamıştır. Tabii afetler esas olarak alınmıştır. Tabii veya doğal afetler, adından da anlaşılacağı üzere doğal kökenli olup, oluşumları temelde tabiata ve tabiat olaylarına ve özelliklerine dayanmaktadır. Başta deprem olmak üzere, kıtlık ve buna bağlı olarak kuraklık, çekirge ve benzeri böcek istilaları, veba (ta’un) salgınları, kolera (illet-i mahfufe) salgınları, sel ve şiddetli yağmurlar, şiddetli sıcak (şiddet-i harare) veya şiddetli soğuk (şiddet-i şita), yangın, hayvan hastalıkları (şab, sığır vebası) ve benzeri hadiseler karşısında insanların çoğu kez çaresiz kaldıkları bilinmektedir. Afetlerin en önemli özelliği, doğal olması, can ve mal kaybına sebep olmalarıdır. Bir diğer özelliği ise çok kısa sürede yani aniden meydana gelmeleridir. En kısa süreli afet, deprem olup, süresi saniyelerle sınırlıdır. En uzun süreli afetler ise sel, su baskını ve fırtınadır. Tabii afetlerin en önemli özelliklerinden bir tanesi de başladıktan sonra engellenememesidir. Yani insanlar çaresizdirler. Bununla birlikte bazı tabii afetler önceden tahmin edilebilmektedir. Depremlerin nerelerde olacağını tahmin etmek mümkündür. Ancak ne zaman olacağını bilmek mümkün değildir. Heyelan, çığ, don ve sel olaylarının zamanını da tespit etmek mümkün olabilir. Uzun bir dönemden beri yürüttüğümüz ve ilk sonuçlarını bu tebliğimizde ortaya koyacağımız bu çalışmamızda; başta Başbakanlık Osmanlı Arşivindeki çeşitli tasnifler (Cevdet, İrade, Ali Emiri, Hatt-ı Hümayun ve kısmen Mühimme tasnifi) taranmış ve buna ilave olarak örnekleme yoluyla yine aynı döneme ait Anadolu’daki önemli merkezlerin Şer’iyye Sicillerine de (Diyarbakır, Harput, Trabzon, Adana, Antep, Ankara, Amasya, Bursa, Kayseri, Konya) müracaat edilmiştir. Ayrıca yine aynı döneme ait Vak’a-nüvis tarihleri (Asım, Şanî-zade, Lütfi ve Cevdet Tarihi) ve seyahat-nameler (özellikle bu dönemlere ait yabancı seyyahların eserleri) de incelenmiştir. Bütün bunlara ilave olarak konu ile ilgili yerli ve yabancı genel mahiyetteki eserler ve tetkik eserlerden de konu takip edilmiştir. Osmanlı Devletinde tabiî afetler konusunun oldukça geniş bir alanı ihtiva ettiği gerçeğinden hareketle, konu araştırılırken sadece Anadolu ele alınmıştır. Ancak Osmanlı döneminde Anadolu’nun tabii sınırları içerisinde kabul gören, Halep, Musul, Kerkük, Süleymaniye, Erbil, Rakka gibi yerler de araştırma içerisinde değerlendirilmiştir. Bununla birlikte İstanbul ve çevresi özelliğine binaen araştırma dışında tutulmuştur. Bu tebliğimizde 200 yıllık bir süre içerisinde Anadolu’da meydana gelen tabiî afetler ve bunlara karşı alınan tedbirler genel hatları ile ortaya konulacaktır. Osmanlı devleti açısından oldukça sıkıntılı bir dönemi ihtiva eden bu dönemde meydana gelen hadiselerin ortaya konulması, dönemin sosyo-ekonomik tarihi üzerinde de daha ciddi analizler yapılmasına imkan verecektir.Keywords : Osmanlı Devleti, Anadolu, Tabi Afetler, Deprem, Kıtlık